BELGESEL TADINDA SAKARYA’DAN SEYHUN NEHRİ’NE İPEK YOLUNDA VAKIFLAR MEDENİYETİMİZ
Belgeselcilik hayatımda Çin’den başlayıp Anadolu üzerlnden Avrupa’ya gözen tarihi İpek Yolu çok önemli yere sahiptir. 1980’li yılların başında TRT dahil dünya TV kanallarında yayınlanan Japonların çektiği İpek Yolu belgeselini izleyerek gazetecilik ve belgeselcilik hayatına başladım. İpek Yolu’nda vakıf medeniyetini hep ilgilimi çekti.
Bilecik Osmaneli yakınlarından Bursa İnegöl dağlarından doğan Göksu Çayı’nın Sakarya Nehri ile birleştiği yerdeyiz. An itibari ile 17 Haziran 2024 www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com canlı yayında TGRT Belgesel TV Devri Alem belgesel yönetmeni ve 40 yıldır Gebze Gazetesi’ni yayınlayan www.ismailkahraman.net bilgi veriyor.
SAKARYA NEHRİ BOYLARINDAN CANLI YAYIN
https://www.facebook.com/
ÇİN’DEN ANADOLUYA İPEK YOLU BELGESELLERİMİZDEN BAZILARI
https://www.youtube.com/watch?
https://www.youtube.com/watch?
SAKARYA NEHRİ OSMANELİ’NDEN CANLI HABERDE
KURULUŞ KURTULUŞ VE VAKIFLAR MEDENİYETİ Tarihimizin aktığı Sakarya Nehri kenarından Bilecik Osmaneli’nden www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com canlı yayınında
https://www.facebook.com/
BİLECİK OSMANELİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
Osmaneli Kültür ve Turizm
Osmangazi tarafından 1308 yılında Osmanlı topraklarına katılan ilçe, Rumca kavaklık anlamına gelen Lefke adını taşırken, 1913 yılında Osmangazi’ye ithafen Osmaneli ismini almıştır. Bilecik ilinin kuzeyinde bulunan Osmaneli’nin yüzölçümü 526 km2, nüfusu ise, ilçe merkezi 12.814 olmak üzere toplam 21.070’tir. Yazları sıcak, kışları ılık olması nedeniyle Akdeniz iklimi ile kara iklimi arasında geçit iklimi gösterir. Rakım en düşük 80m, en yüksek 926m.dir. İlçe merkezinde ise yükseklik 103 m. dir.
Tarih boyunca ve özellikle Osmanlılar döneminde, İstanbul-Bağdat ve Mekke yolu üzerinde ve doğu ile batı arasında bir geçit olması nedeniyle taşıdığı stratejik önem günümüzde de devam etmiştir. Ulaşım şartları açısından Türkiye’de eşine az rastlanacak bir güzergah üzerindedir. İstanbul-Eskişehir karayolu ve İstanbul-Eskişehir-Ankara demiryolu ilçenin içinden geçmektedir. Osmaneli’nden Bilecik 34 km, Eskişehir 106 km, Adapazarı 72 km, Kocaeli 110 km, İstanbul 202 km, Bursa 104 km’dir. Osmaneli çevresinde bulunan doğal güzellikleri ile de eşsizdir. Bunların bazıları, mide, böbrek, egzama ve safra hastalıklarına iyi gelen İçmece’leri, mesire yerleri, çam ormanları, ve fundalıklar, yeşilin hakim olduğu tepelerde araziye ayrı bir renk katan kayalık doku, ninni gibi akan ve etrafına bereket saçan Sakarya nehri ve ve çeşitli akarsuların oluşturduğu vadilerdir. Osmaneli, doğal güzelliklerinin yanında görülmeye değer bir çok tarihi eseri de barındırmaktadır. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar dönemine ait bir çok tarihi kalıntı bulunmaktadır. Osmaneli’de Bizans dönemine ait su kemerleri, mezarlar, tümülüsler, Selçuklu dönemine ait gözetleme kuleleri, Mimar Sinan tarafından yapılmış Taşköprü kalıntısı ve yapılış tarihleri 450-500 yıl arasında değişen iki cami, harap olanları bile muhteşem görüntü ve estetik sunan 124 adet 19. yy. sivil mimari örneği ‘OSMANELİ EVLERİ’ saklı bir hazine görüntüsündedir
BİLECİK VEZİRHAN’DAN CANLI HABERDE
KURULUŞ VE KURTULUŞ Tarihimizin aktığı Sakarya Nehri Vadisi’nden Bilecik Osmaneli’nde Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1661’de vakıf medeniyeti ile şehir olan Vezirhan’dan www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com canlı yayınında
https://www.facebook.com/
VEZİRHAN TARİHİ
Vezirhan, Osmanlı hakimiyetinden evvel Antik çağda da var olduğu yapılan kazı çalışmalarından ve çıkarılan tarihi eserlerden bilinmekle beraber, ilk kurulduğu tarih ve kimler tarafından kurulduğu hakkında elimizde kesin yazılı belge bulunmamaktadır.
Vezirhan mekan olarak Osmanlı İmparatorluğu kuruluş sınırları içerisinde kaldığından Vezirhan’a su katılmamış Osmanlı köyü diyebiliriz. Osmanlılar zamanında köyün isminin “Vezirhan” olmadığını sultan IV.Mehmet tarafından Vezir-i Azamı Köprülü Mehmet Paşa’ya verdiği Mülkname’den ve Köprülü Mehmet Paşa’nın M.1661 yılında mahkeme huzurunda hazırlattığı Vakıfname’de belirttiği gibi köyün isminin Vezirhan değil “Karaoğlanbeli”, köyün ortasından geçen dereninde “Karasu” değil “Karaoğlan Deresi” olduğunu öğrenmekteyiz. Daha sonra Vezir-i Azam Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan hana izafeten köyün isminin “Vezirhan” olarak kaldığı bilinmektedir.
Vezirhan Osmanlı döneminde Lefke (Osmaneli) – Bilecik arasında Karasu vadisinde İstanbul – Şam (Bağdat yolu) yolu üzerinde ticaret ve posta kervanlarının konakladığı bir yerdir.
Kervanların dinlenmesi, iaşe edilmesi, temizlenmesi ve ibadetleri ile diğer ihtiyaçlarını karşılamaları için Vezir-i Azam Köprülü Mehmet Paşa tarafından bir adet kervansaray, bir adet cami, bir adet hamam , su kuyusu ve kemerli köprüden müteşekkil külliye yaptırılmış, emniyet içinde istirahatlerini yapabilmeleri içinde derbentler tarafından korunmuşlardır.
Vezirhan, Osmanlı döneminde Rumlara iskan edilmiş bir bölgede kurulmuştur.Nüfusun büyük kısmını Rumlar teşkil etmiş,ancak Cumhuriyet döneminde nüfus mübadelesi sonucu köy tamamen Türkleşmiştir.
Vezirhan iddiaya göre Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa zamanında kurulmuştur.Diğer elde edebildiğimiz bütün kaynaklara göre köyün Köprülü Mehmet Paşa zamanında kurulmuş olma ihtimali daha kuvvetlidir.
BELDENİN adı ’’Vezirhan’’ dır.Türk hakimiyetine geçtikten sonra hep aynı adı taşımıştır.
İlk zamanlarda yol üzerinde inşa edilmiş bir konaklama yeridir. Konaklama yerinin inşasından önce beldenin varlığını tespit etmemiz imkansızdır.Anadolu’da Türk nüfusunun en geç teessüs ettiği bölgelerden biridir.
Günümüzde beldeye yerleşen aile ve oymakları şöyle sıralayabiliriz:
BELGESEL TADINDA SAKARYA’DAN SEYHUN NEHRİ’NE İPEK YOLUNDA VAKIFLAR MEDENİYETİMİZ CANLI YAYINNDA BİLECİK OSMANELİ YOLU AYÇİÇEĞİ TARLASI
An itibari ile 17 Haziran 2024 www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com canlı yayında TGRT Belgesel TV Devri Alem belgesel yönetmeni ve 40 yıldır Gebze Gazetesi’ni yayında Çin’den Anadolu’ya İpek Yolu şehirleri belgeselini de çeken www.ismailkahraman.net bilgi veriyor:
SAKARYA NEHRİ BOYLARINDAN CANLI YAYIN
https://www.facebook.com/
BİLECİK GÖLPAZARI İLÇESİ. KİRAZ BAHÇESİ
https://www.facebook.com/
İPEK YOLUN DA VAKIFLAR MEDENİYETİMİZ CANLI YAYINNDA GÖLPAZARI İLÇESİ. GENEL MANZARASI
https://www.facebook.com/
BİLECİK GÖLPAZARI İLÇESİN DEN CANLI YAYIN
https://www.facebook.com/
Gölpazarı Tarihi
Gölpazarı ilçesi göç yolları üzerinde bulunduğu için çok eski zamanlardan itibaren milletlerin uğrak yeri haline gelmiş olup çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma,Doğu Roma ve son olarak Osmanlı Beyliğinin eline geçerek Türk hâkimiyeti altına girmiştir.Çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmış, daha sonraları zamanla yıkılmış ve doğal bir tepe görünümü almış eski yerleşim yerlerine “höyük” denilmektedir. Höyüklerde kazı yapıldığında aşağı doğru inildikçe eski çağlardan günümüze değin orada yaşamış milletlerin izlerine rastlanmaktadır.
Gölpazarı’nın da eski çağlardan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilindiğine göre burada da höyüklerin olabileceği kesinleşmektedir. Ancak bu höyüklerde henüz bir kazı yapılmadığı için bilgilerimiz sadece höyüklerin varlıklarıyla sınırlıdır. Bu höyüklerde kazı yapılmasının ardından Gölpazarı’nın bilinmeyen tarihinin de aydınlanacağı, bizden önce burada yaşamış insanların uygarlıkları hakkında bilgi sahibi olunacağı kuşku götürmez bir gerçektir. Gölpazarı ilçesinde kazılmayı bekleyen toplam dört adet höyük bulunmaktadır. Kurşunlu köyünde iki tane Arıcaklar köyünde bir tane Son olarak bulunduğu köye de ismini veren Gölpazarı’nın en büyük höyüğü Üyük köyündedir.(Kaynak http://www.bilecik.gov.tr/
BELGESEL TADINDA SAKARYA’DAN SEYHUN NEHRİ’NE İPEK YOLUNDA VAKIFLAR MEDENİYETİMİZ
BİLECİK GÖLPAZARI İLÇESİNDE 550 YILLIK GAZİ MİHAL BEY VAKFINDAN CANLI YAYIN
https://www.facebook.com/
BİLECİK GÖLPAZARINDA KURDUĞU VAKIF ESERLERİNDE YAŞAYAN KÖSE MİHAL GAZİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
Köse Mihal-Mihal bey -Mihal Gazi
Köse Mihal (? – 1328), Mihaloğullarının atası. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş döneminde Osman Gazi’nin silah arkadaşı olan Mikhael Kosses, İslamiyeti seçerek Osmanlı saflarına geçen ilk önemli Bizanslı komutandır. Mihaloğullarının atası Mikhael Kosses, Müslüman olduktan sonra Osman Gazi’nin teklifiyle Abdullah adını almış, adı Abdullah Mihal Gazi olmuştur.
Bizans sınır beyi
Osmanlı tarihinde Osman Gazi’nin silah arkadaşı ve vefakar dostu olarak gördüğümüz Mikhael Kosses, başlangıçta Bizans İmparatorluğu’nun hudut kale beylerinden olup Bilecik vilayetinin doğusunda ve İnhisar nahiyesi ile Mihalgazi nahiyeleri arasında bulunan Harmankaya (Hadrianoi) ve havalisinin tekfurluğunu yapan bir Bizans soylusudur.
Tarihçiler Mikhael Kosses’in kökeni konusunda değişik iddialarda bulunmuşlardır. Tarihçi Joseph von Hammer, Mikhael Kosses’in Bizans’ta uzun yıllar hüküm süren (1259-1453) Palaiologos hanedanından olduğunu iddia etmiştir.Bir teoriye göre ise Mikhael Kosses’in kökeni III. İoannes’in sınır kuvveti olarak yerleştirdiği Kuman-Kıpçaklara dayanmaktadır.
Osmanlı emrinde
Osmanlı tarihçilerine göre Eskişehir Türk beyiyle Osman Gazi arasındaki bir çarpışmada karşı tarafta bulunan Mihal Bey esir düşmüş, Osman Bey Mikhael Kosses’in yiğitliğine karşılık kendisini serbest bırakmıştır.
Mihal Bey, Osman Gazi ile dostane ilişkisi sebebiyle 1313’te Müslüman olmuş, bunun üzerine Osman Bey’in teklifiyle Abdullah adını almıştır. Böylelikle adı Abdullah Mihal Gazi olmuştur.
Kuruluş döneminde Osmanlı’ya büyük katkıları olan Abdullah Mihal Gazi, gerek kendisi, gerek oğul ve torunları Osmanlı fetihlerinde önemli başarılar göstermişlerdir. Osmanlı fetihlerinde büyük rolü olan Akıncı teşkilatının kurucusu da olan Abdullah Mihal Gazi, Orhan Gazi zamanında Bursa’nın fethinede katıldıktan sonra 1328 de ölmüştür. Türbesi Harmanköy’de bulunmaktadır.
Osmanlı tarihinde XVI. yüzyıl sonlarına kadar faaliyetlerini gördüğümüz, devlet içinde askeri, idari ve siyasi olarak önemli etkiye sahip olan Mihaloğulları ailesi Abdullah Mihal Gazi’nin oğul ve torunlarıdır. Abdullah Mihal Gazi’nin oğulları Aziz, Balta ve Ali Bey’lerdir.
Ailenin Rumeli kolu Aziz Bey’den, İhtiman kolu Balta Bey’den, Amasya kolu Ali Bey’ den gelmektedir.
Aziz Bey 1403’te, Balta Bey 1402’deki Ankara Savaşı’nda ölmüştür. 1. Kosova Savaşı’na da katılan Ali Bey’in vefat tarihi bilinmemektedir. Edirne’ de adına bir camii ve Gazi Mihal isimli semt bulunan Mihaloğlu Aziz Paşa’nın oğlu Gazi Mihal Paşa 1435’te ölmüştür.
Gazi Mihal Paşa’nın oğlu Mihaloğlu Mehmed Bey, Osmanlı şehzadelerinin saltanat mücadelelerinde Musa Çelebi’ye tabi olup Rumeli Beylerbeyi olmuş, ancak Çelebi Mehmed’in hükümdarlığı zamanında Tokat’a sürgüne gönderilmiştir.
II. Murad’ın hükümdarlığı ve Mustafa Çelebi’nin (Düzmece Mustafa) Rumeli’de padişah olup bütün Rumeli beylerinin (Gazi Evrenos Bey, Turahan Bey ve Gümlüoğlu) Mustafa’ya biat eylemeleri ve Bursa civarına kadar gelmeleri üzerine Mihaloğlu Mehmed Bey Tokat’tan Bursa’ya getirilerek tekrar Rumeli Beylerbeyliğine getirildi. Rumeli beylerinin Mustafa Çelebi tarafından Sultan Murad tarafına geçmelerini sağlayan Mihaloğlu Mehmed Bey İmparatorluğun dağılmasını önleyip, birliğine büyük katkı sağlamıştır.
II. Murad’ın Bizans İmparatorundan intikam almak için İstanbul muhasarasiyle meşgul olduğu sırada Küçük Mustafa Çelebi hükümdarlık iddiasıyla Bursa’ya ve oradan İznik’e gelmişti. Bunu haber alan Padişah, İstanbul muhasarasında bulunan Mihaloğlu Mehmed Bey’i akıncılarıyla birlikte İznik’e göndermiş, Mehmed Bey İznik’e girdiği sırada Küçük Mustafa Çelebi’nin kumandanı Tacüddinoğlu Mahmut Bey tarafından öldürülmüştür (1423).
Mihaloğullarından Mihaloğlu Yahşi Bey, Mihaloğlu Hızır Bey ve oğulları Mihaloğlu Ali ve Mihaloğlu İskender Bey’de etkili görevlerde bulunmuş, akıncı komutanı olarak Balkanlar’da ve Avrupa içlerinde önemli askeri başarılar kazanmışlardır.
Kosova Fatihi Ali Bey’den gelen Amasya kolunda ise Yörgüç Paşa, Hayreddin Hızır Paşa ve oğlu Mehmed Paşa’lar Osmanlı tarihinde kendilerini göstermişlerdir.
Amasya Beylerbeyliği yapan Yörgüç Paşa, Fetret döneminden sonra İmparatorluğu doğu sınırlarında önemli askeri başarılar kazanmıştır.
Fatih Sultan Mehmed tarafından 1456 yılında Amasya valisi yapılan Hayreddin Hızır Paşa askeri, siyasi birçok önemli olayın içinde bulunmuş, 1461’deTrabzon’un fethinden sonra Trabzon’un ilk sancakbeyi olmuştur.
Hayreddin Hızır Paşa’nın oğlu Mehmed Paşa Semendire Sancakbeyliği, 1482’de Rumeli Beylerbeyliği, Şehzade Ahmed’in lalalığı ve Amasya valiliği yapmıştır.
Ailenin Amasya kolu, Hayreddin Hızır Paşa’nın oğlu Mehmed Paşa’dan günümüze kadar gelmektedir.
Kurdukları vakıflar aracılığı ile çok sayıda eser yaptıran Mihaloğulları ailesinden gerek Anadolu’da, gerekse Balkanlarda birçok vakfiye ve hayır kurumları kalmıştır.
Günümüzdeki etkileri
Osmanlı İmparatorluğuna çok önemli hizmetleri geçen Akıncı Mihaloğullarının soyu Rumeli’de Plevne’li ve İhtiman’lı, Anadolu’da Bursa ve Amasya’lı olarak dört koldan zamanımıza kadar gelmiştir.Adları Eskişehir’in Mihalgazi ve Mihalıççık ilçesi ile yaşamaktadır.
Popüler Kültürdeki Yeri
1988 Yılında yayımlanan Kuruluş “Osmancık” dizisinde Ahmet Mekin tarafından canlandırıldı.
2006 Yılında yayımlanan Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? filminde Serdar Gökhan tarafından canlandırıldı.
2019 Yılında ATV’de Yayın hayatına başlayan ve halen devam etmekte olan Kuruluş Osman Dizisinin 3. sezonunda (2021-2022) eklenen “Mikhael Kosses” adlı karakter, Bizanslı bir tekfur olarak Serhat Kılıç tarafından canlandırılmaktadır.(Kaynak https://tr.wikipedia.org/wiki/
BELGESEL TADINDA SAKARYA’DAN SEYHUN NEHRİ’NE İPEK YOLUNDA VAKIFLAR MEDENİYETİ BELGESEL ÇEKİMLERİMİZ CANLI YAYINNDA BİLECİK GÖLPAZARI’NA VEDA EDİYORUZ
An itibari ile 19 Haziran 2024 www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com Canlı yayında TGRT belgesel tv devri alem belgesel yönetmeni ve 40 yıldır Gebze gazetesini yayında Çin’den Anadoluya İpekyolu şehirleri belgeselini de çeken www.ismailkahraman.net Bilgi veriyor
https://www.facebook.com/
BİLECİK GÖLPAZARI’NA VEDA EDERKEN ÇİN’DEN ANADOLU’YA İPEK YOLU BELGESELLERİMİZ İLE SİZLERİ BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ
https://www.youtube.com/watch?