BELGESEL TADINDA MARDİN’DE TARİH KÜLTÜR MİRASI VAKIF MEDENİYETİ TURU

İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi www.iktav.com olarak tarih kültür mirası vakıf medeniyeti ile ilgili araştırmalar yapıp Devri Alem belgesel TV programı www.devrialem.tv olarak belgeseller çekimlerimize Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde devam ediyoruz.

www.iktav.com kültür hizmeti olarak 20-23 nisan 2024 tarihleri arasında Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Diyarbakır bölgesinde tarih ve kültür mirası vakıf medeniyetimize yönelik araştırmalar yapıp belgesel çekimlerimizin şimdiki durağı
Mardindeyiz.

30 yıldan beri birçok TV kanalında yayınlanan belgeselcilik de marka haline gelen devri alem belgeselleri çekecek www.gebzegazetesi.com da belgeselcinin not defterinde yayınlayacağız.

Belgesel Tadında Medeniyetler Beşiği Mardinde Devri Alem belgesel Program farki ile Canlı Yayın

https://www.facebook.com/share/v/DNcbwxtfkGPLuRQC/?mibextid=WC7FNe

Hüznü safran sarısı bir tülbent gibi başına bağlamış kentlerden Mardin. Gökyüzünün bir basamak altına kurulmuş bir kale, o kalenin etrafında boy atıp sürgün vermiş bir yerleşim yeri. Asırlardır birçok medeniyeti emziren toprakları kimi zaman sevginin sıcaklığıyla kimi zaman da savaşın soğukluğuyla çatlasa da halâ Mezopotamya’nın bereket akan oluklarından. www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com canlı yayın

Yaşadığınız, gezdiğiniz, bildiğiniz tüm şehirleri unutun. Mardin misafirlerine şiirsel bir coğrafyanın kapılarını aralıyor. Bu kapılardan girdiğinizde sizi Arapça, Türkçe, Kürtçe, Süryanice hoş geldinler karşılıyor. Farklılıkların çatışmadığı aksine sokaklarında kol kola girip kardeşlik türküleri söylediği ender şehirlerden.

Arnavut kaldırımlı, dar ve kıvrımlı sokakları adımlarken hiç bilmediğiniz fakat bir o kadar da tanıdık bir atmosferin içine çekileceksiniz. Çarşıda yürürken zanaatların belki de son ustalarının dükkanlarının önünden geçeceksiniz.

Düzenli bir yerleşime sahip olduğundan şehirde gezilecek yerler çoğunlukla birbirine yakın. Bu sebepten çoğu yere yürüyerek gitmek de mümkün.

Mardin’de Gezilecek Yerler

Mardin Ulu Camii

Mardin’in simgelerinden olan cami avlu, şadırvan ve Sakal-ı Şerif olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Artuklular tarafından inşa edilmiş cami aynı zamanda şehrin en eski camisi unvanına da sahip.

Zinciriye Medresesi

Artuklular tarafından yapılmış medrese yapıldığı konum itibariyle döneminde rasathane olarak da kullanılmış.

Şehrin en yüksek bölgelerinde yer alan medreseye ulaşmak biraz zor olsa da ulaşıldığında karşılaşılan uçsuz bucaksız Mezopotamya manzarası bu zorluğa değiyor.

Kasımiye Medresesi Mardin

Dilimli kubbeleriyle ihtişamlı bir görüntüye sahip olan yapı mimarlarının aynı olmasından dolayı Zinciriye Medresesi ile benzer bir görünüme sahip.

Avlusunda bulunan havuz İslam’daki su ve insan ilişkisini şiirsel bir biçimde anlatıyor. Çeşmedeki suyun çıkış noktası doğumu, döküldüğü kısım çocukluk ve gençliği ve ardından gelen ince uzun ark da olgunluğu ve yaşlılığı simgeliyor.

Buradan akan su başka bir havuzda birikiyor ve bu havuz da ölümü sembolize ediyor. Hatta rivayet odur ki öğrenciler geceleri bu havuza yansıyan yıldızlar üzerinde çalışırlarmış.

Ayrıca medresenin içinde bulunan odaların kapıları yaklaşık bir buçuk metre boyunda. Kapıların bu kadar alçak yapılmasının sebebi ise kapıdan giren kişinin eğilerek içerdeki Kuran ve ilme saygı göstermesi

Deyrulzafaran Manastırı Mardin

Manastır inşasında harcına yörede yetişen safran çiçeklerinin eklenmesinden dolayı bu adı almış. Manastırın altında yaklaşın 4500 yıllık olduğu tahmin edilen bir de güneş tapınağı bulunuyor.

Manastır içerisinde Süryani patriklerinin kabirleri de bulunuyor. Manastır hem Süryaniler hem de Hristiyanlar için hala önemli bir dini merkez.

Bahar ve yaz aylarında manastırın terasından seyredeceğiniz manzara ise insanın ömrünü uzatacak cinsten.

Dara Antik Kenti Mardin

Keşfedileli henüz 8 yıl olsa da mazisi çok eskilere dayanan bu antik kent bir zamanlar Roma’ya başkentlik yapmış.

Kazı çalışmalarının olanca hızıyla devam ettiği alanda vurulan her kazma geçmişin üzerinden bir örtüyü daha kaldırıyor.

Persler ve Romalılar arasındaki büyük savaşlardan sonra Perslerin galip gelmesiyle Romalılar kenti terk etmiş.

Geçen yıl bulunan 4000 kişilik bir toplu mezarın da bu savaşlarda ölen Roma askerlerine ait olduğu düşünülüyor.

Mardin Müzesi

Patrikhane olarak inşa edilen müze bugün antik çağlardan Osmanlı’ya uzanan çok geniş bir kültür mozaiğine ev sahipliği yapıyor.

Seramikler, heykeller, tabletler, takılar, mühürler, sikkeler ve daha birçok tarihi materyale ev sahipliği yapan müzeyi ziyaret edince Mardin’in sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginliği daha iyi anlama fırsatınız oluyor.

Mardin’de Yapılacak Aktiviteler
Tarihin ve kültürün iç içe olduğu Mezopotamya’nın en büyük kızı olan Mardin’de yapılacak en güzel aktivite fotoğraf makinenizi alıp sarı taşlı kıvrımlı sokaklarda kaybolmak.

Şehrin insanın sıcaklığı ve içtenliği kadrajınıza alabileceğiniz en güzel karelerden olacak. Öte yandan Ulu Cami ve Zinciriye Medresesi’ne çıkıp bereketli ovaların bütün renklerini içinize çekmeden Mardin’den dönmeyin.

MARDİN KASİMİYE MEDRESESİNDEN CANLI YAYIN

Kasımiye Medresesi Anadolu’da kurulan ilk Vakıf eserleri arasında sayılmakta. Günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen medresenin yapımına Artuklu Dönemi’nde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde 1457-1502 yıllarında tamamlanmıştır. www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com olarak kasimiye medresenden canlı yayın yapıyoruz.

https://www.facebook.com/share/v/ZJrpQYLyeRSKf45A/?mibextid=WC7FNe

KASİMİYE MEDRESESİ

İki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri bakımından ilgi çeken yapı, cami ve türbe ile birlikte külliye içerisinde yer almaktadır. Medresenin avlusunda bir çeşme ve büyükçe bir havuz bulunmaktadır. Güneyde ovaya açık bir cepheye sahip olan medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir. Açık medrese tipinde, tek bir avlu etrafında düzenlenmiş, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Kesme taş ve tuğlalardan yapılmıştır.

Güney cephesinden, bir taç kapının bağladığı beşik tonozlu bir koridordan geçilerek girilir. Batısında diğer kısımlarla girişi aynı olan, bağımsız bir mescit mekânı vardır. Doğuda iki kat boyunca yükselen camisi mevcuttur. Portalden girilen revaklı büyük avlunun etrafında, iki kat üzerine revaklar arasına dizilmiş hücrelerden oluşmaktadır. Avlunun kuzeyinde, ikinci katı da kesen büyük eyvan ve onun önünde bir havuz mevcuttur. Burası tek başına bir medrese olarak değil bir külliye gibi düşünülmüş olmalıdır. Yanında bulunan zaviye-türbe bunun kanıtıdır.

Kasımiye Medresesi Nerede?

Kasımiye Medresesi’ne Mardin’in güneybatısındaki Mardin Şehir Stadyumunu geçtikten sonra İtfaiye garajından sağa sapılarak 250 metre gidildikten sonra ulaşılabilirsiniz.

Kaynak: Mardin Valiliği, “Kent Haritası ve Şehir Planı”, 2013

MARDİN ŞEYHMUSA TÜRBESİNDEN CANLI YAYIN

SULTAN Şeyhmus, Mardin’in en büyük velîlerindendir. Mardin’de doğmuştur. Şeyh Musa, yöre halkının kullandığı ismiyle “Sultan Şeyhmus” Mardin’in en büyük velîlerindendir. İsmi Mûsâ bin Mâhîn ez-Zûhî’dir. 1077 yılında Mardin’de doğmuş, 1164 yılında yine Mardin’de vefat etmiştir. Türbesi Mardin yolu www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com olarak türbeyi ziyaret ederek canlı yayın gerçekleştirdik

https://www.facebook.com/share/v/QXTeSsFpJpp9dYmS/?mibextid=WC7FNe

Sultan Şeyhmus, büyük islam alimlerinden Abdülkâdir-i Geylânî’nin talebelerindendir. Hocası, onun yetişip, büyük bir velî olacağını önceden müjdeledi ve; ‘Ey Bağdât halkı, yakında öyle biri gelecek, öyle bir güneş doğacak ki, öyle birisi daha size gelmedi’ buyurdu. ‘O zât kimdir?’ denilince, Mûsâ bin Mâhîn olduğunu işâret etti. Hocalarının huzûruna geleceği zaman, Abdülkâdir-i Geylânî’nin gönderdikleri kimseler tarafından, çok uzaklarda karşılandı. Abdülkâdir-i Geylânî’nin huzûruna girince, kalkıp kucakladı. Herkes heybetine ve fazîletine hayran olup, onu severdi. Âlimler ve velîler onun sohbetlerine devâm ettiler. O, duâsı kabûl edilen büyük bir velî idi. Fakire duâ etse, zengin olur, bir kimseye bereket için duâ etse, berekete kavuşurdu. Hastaya duâ etse, sıhhate kavuşurdu. İnsanlar onun himmet ve duâları ile büyük musîbetlerden kurtuldular.

SULTAN ŞEYHMUS NE ZAMAN, NEREDE DOĞDU VE VEFAT ETTİ?

Doğum ve vefat tarihleri bilinmemektedir. Ancak onun, Hz. Abdülkadir Geylani ile olan yakınlık ve samimiyeti, yaşadığı devir,hayatı ,tasavvufi kişiliği hakkında sarih bilgiler vermektedir. Hz. Abdülkadir Geylani’nin menakıbı hakkında telif edilmiş tüm eserlerde, onun ismi zikredilmekte, kişiliği anlatılmakta, Hz. Abdülkadir Geylani’ye olan bağlılığı , sevgisi ve edebi vurgulanmaktadır.

ARTUKLU BEYLİĞİNİN BAŞKENTİ MARDİNDE VAKIF MEDENİYETİ TARHİNİ ARAŞTIRIYORUZ

ŞEHLDİYE CAMİSİ’NDEN CANLI YAYIN

https://www.facebook.com/share/v/K5yzSyUcEvShLz6u/?mibextid=WC7FNe

Artuklular Nerede Kuruldu?

Köken olarak bir Oğuz Türkmen beyliği olan Artuklular, 1102 yılında Kudüs fatihi olan Artuk Bey tarafından kurulmuş ve 1409 yılına kadar ayakta kalabilmişlerdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Hasankeyf, Mardin ve Harput bölgesinde hüküm sürmüş bir Türk beyliği olarak dikkat çeker. Önceleri Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olan Artuklular, daha sonra Osmanlı’nın da birçok kez karşı karşıya gelmek zorunda kaldığı Karakoyunlular Devleti’ne katılarak yok olmuştur.

Hasankeyf kolu, Harput kolu ve Mardin kolu olmak üzere üçe ayrılır. Bu üç kolun da kurucuları ayrıdır. İlgazi Bey Mardin kolunu, Sökmen Bey Hasankeyf kolunu ve Melik İmameddin Ebubekir ise Harput kolunu kurmuştur. Hasankeyf koluna Eyyubiler (1231), Harput koluna I. Alaeddin Keykubad (1224) ve Mardin koluna ise Karakoyunlular (1409) son vermiştir. Beylik oldukları süre boyunca, batıda sürekli Haçlılar (Bizanslılar) ile mücadele etmek zorunda kalsalar da, İslam devletleri ile de savaşmışlardır.

Artukluların bırakmış olduğu belli başlı eserler arasında, Hatuniye Medresesi, Muzafferiye, Hüsamiye, Şehidiye, Semanin Medreseleri, Malabadi Köprüsü, Koçhisar Ulu Camii, Hasankeyf ve Necmettin Külliyesi vardır.

Artukluların Beyleri Kimlerdir?

Toplamda 307 yıl boyunca Güneydoğu topraklarını koruyan bir beylik olan Artukluların beyleri aşağıda sıralanmıştır.

Mardin’i Yöneten Beyler

Necmeddin İlgazi 1104-1122

Hüsameddin Timurtaş 1122-1154

Necmeddin Alpı 1154-1176

Kutbeddin İlgazi 1176-1184

Hüsameddin Yavlak Yörükaslan 1184-1201

Mansur Nasreddin Artuk Arslan 1201-1239

Said Necmeddin Gazi 1239-1260

Muzaffer Ebulfeth Fahreddin Karaaslan 1260-1292

Semseddin Davud 1292-1294

Mansur Necmeddin Gazi 1294-1312

Adil İmadeddin Ali Alpı 1312

Salih Şemseddin 1312-1363

Mansur Ahmed 1363-1367

Salih Mahmud 1367

Muzaffer Davud 1367-1376

Zahir Mecdeddin İsa 1376-1407

Salih Şihabeddin Ahmed 1407-1409

Hasankeyf’i Yöneten Beyler

Müineddevle Sökmen Bey 1098-1104

İbrahim 1104-1109

Rükneddin Davud 1109-1144

Ebulharis Fahreddin Karaaslan 1144-1167

Nureddin Muhammed 1167-1185

Mesud Kutbeddin 1185-1200

Salih Nasreddin Mahmud 1200-1222

Mesud Rükneddin Mevdud 1222-1231

Harput’u Yöneten Beyler

İmadeddin Ebubekir 1185-1203

Nizameddin Ebubekir 1203-1223

Nizameddin İbrahim 1223-1224

Şemsüddevle Süleyman 1224

İzzeddin Ahmed 1224-1234

Halep’i Yöneten Beyler

İlgazi Bey 1117-1121

Eburebi Bedriddevle Süleyman 1121-1123

Belek Gazi 1123-1124

Timurtaş 1124

İzzeddin Ahmed 1224-1234

Mardin Ulu Cami den www.devrialem.tv CANLI YAYIN

https://www.facebook.com/share/v/UUsZGybbGfyF1wYt/?mibextid=WC7FNe

Mardin Ulu Camii, Artuklular devri mimari örneklerinden, Mardin merkezde bulunan tarihi cami. Yapıldığında iki minaresi olan yapı, kesme taştan yapılmıştır. Cami kubbesi dıştan yivleme tekniği ile oluşturulan dilimli yapıdadır. Bu yapı stili daha sonra Mardin mimarisinde gelenek haline gelmiştir. Enine gelişen yapı, mihrap önü kubbelidir. Dikdörtgen biçimli avlusu caminin kuzeyinde bulunur.

Bugünkü minare, kare kaide üzerine 1888/1889 tarihinde inşa edilmiştir. On altı kitabesi bulunan camiyi, minare üzerindeki 1176 tarihli kitabeye göre Diyarbekir Meliki II. Kutbettin İlgazi yaptırmıştır. Avludaki kitabeye göre ise Artuklulardan Hüsameddin Yavlak Arslan tarafından 1186 yılında yaptırılmıştır. Cami Timur istilasından zarar görmüş, yıkılan minare Memluklu ve Akkoyunlular devrinde tamir görmüştür.
Cami, Osmanlılarca 1764-65, 1870,1886, ve 1889 yıllarında tadilat görmüştür. Yakın zamanda, 1967-68 ve son olarak 2010-12 (bkn:kitabe) yıllarında onarım görüştür. Mihrabın solunda duvar içerisinde bulunan Sakal-ı Şerif halk tarafından ziyarete edilir.

Şeyh Çabuk Camii – Mardin Canlı Yayın

https://www.facebook.com/share/v/XhMLkNEL5mDGaSdP/?mibextid=WC7FNe

Şeyh Çabuk Camii’nin yapım tarihi belli olmamakla birlikte, bugünkü kimliğini 15’inci yüzyılda kazanmış olması olasılığı yüksektir. 19’uncu yüzyılda iki sefer onarım görmüştür. Avlu denebilecek bahçe duvarları ile oldukça geniş bir alana yayılan cami, Mardin cami ve mescitlerinin bir çeşit genel özelliği olan enine yayılan bir plan vermektedir. Ana mekan, enine uzun iki beşik tonozla örtülü neften oluşmaktadır. Güney tarafında bulunan çapraz tonozla örtülmüş mekanın türbe ya da zikir yeri olması muhtemeldir.

https://www.facebook.com/share/v/XhMLkNEL5mDGaSdP/?mibextid=WC7FNe

SOSYAL. MEDYA PAYLAŞIMIM

https://www.facebook.com/share/p/hcEGZK5qitUAHQ4r/?mibextid=WC7FNe

HATUNİYE MEDRESESİNDEN CANLI YAYIN

https://www.facebook.com/share/v/HfE9mLfan1KAeXYU/?mibextid=WC7FNe

Hatuniye Medresesi’nin diğer ismi Sitti Radviyye Medresesi’dir. Medrese mimarisi açısından eyvanlı medreselerin öncü örneklerinden biri olarak kabul edilen medrese, 1176/7-1184/5 yılları arasında ARTUK vakıf eseri olarak yapılmıştır.

MARDİN HATUNİYE MEDRESRSİ TARİHİ

Kitâbesinde adı Hatuniye olarak geçmekle birlikte halk arasında kurucusuna nisbetle Sitti Radviyye (Radaviyye) adıyla da bilinen yapı Mardin’in Gül mahallesindedir. Tarihi boyunca fazla müdahale görmüş ve orijinal durumundan çok şey kaybetmiştir; bir kısmı bugün cami olarak kullanılmaktadır. Mardin Artuklu Hükümdarı II. Kutbüddin İlgazi’nin saltanatı sırasında (1176-1184) annesi Sitti Raziyye tarafından vakıf eseri olarak yaptırılmış ve vakfiyesi 602 (1206) yılında kıble cephesine kazdırılmıştır. Kutbüddin İlgazi’nin de bu medreseye gömülü olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Nitekim mihraplı ana eyvanın doğusunda tromplu kubbe ile örtülü ve mihraplı türbe mekânında iki sanduka bulunmaktadır. Türbedeki taş işçiliği ana eyvandaki gibi dikkat çekicidir.

SANAT. TARİHİMİZDE HATUNİYE MEDRESESİ

İki eyvanlı ve revaklı avlusu iki katlı bir medrese olarak düzenlenen yapı esas itibariyle son derecede olgun bir plan şeması arzeder. Günümüzde ana eyvanın batısındaki odadan geçilen dolaylı bir girişe sahiptir. Vakfiye kitâbesi de dahil olmak üzere beton bir ara kat ve balkonlar eklenmiş olan bu bölümden, ana eyvanın arkasındaki revakı içine alacak biçimde bir duvar çekilerek bu kısımlar mescide çevrilmiştir. Gerek ana eyvandaki gerekse türbedeki ince bir taş işçiliği sergileyen mihraplar da çeşitli boyalarla kaplanmış durumdadır. Bütün bu müdahale ve değişikliklere rağmen yapı Anadolu’nun en erken tarihli iki katlı, revaklı avlusunun üzeri açık, iki eyvanlı medresesi olarak mimarlık tarihi içindeki özel yerini korumaktadır.

Dikdörtgen bir alanı kaplayan, iki eyvanlı, revaklı avlulu, iki katlı olan bu yapı zamanla büyük değişiklikler geçirmiş, ilk hali oldukça bozulmuş, avlu yapısını da kaybetmiştir. Günümüzde medresenin ana eyvanı olması gereken mihraplı güney eyvanının kuzeyine revak bölümünü de içine alan bir duvar çekilmiştir. Ana eyvanda bulunan mihrap bezemeleri Artuklu Dönemi’nin zengin taş işçiliğine işaret etmektedir.

SODYAL MEDYA PAYLAŞIMIM

https://www.facebook.com/share/p/1EmpwFS3iSznfLjM/?mibextid=WC7FNe

BELGESEL TADINDA MARDİN DE TARİH KÜLTÜR MİRASI VAKIF MEDENİYETİ ARAŞTIRMA VE BELGESEL ÇEKİİMİ GEZİ NOTLARI

İlim kültür tarih araştırmaları merjezi www.iktav.com olarak tarih kültür mirası vakıf medeniyeti ile ilgili araştırmalar yapıp devri alem belgesel tv programı www.devrialem.tv olarak belgeseller çekimlerimize Mardin bölgesinde devam ediyoruz

https://www.facebook.com/share/p/8Lgypaj6PyEyQ5xs/?mibextid=WC7FNe

MARDİN TARİHİNDEN NOTLAR

MÖ. 3000 yıldan başlayarak yerleşim yeri ola- rak kullanılan Mardin; Artuklu, Akkoyunlu, Osmanlı dönemine ilişkin birçok yapının yanında Süryani Ma- nastır ve Kiliseleri de bünyesinde barındıran önemli bir açık hava müzesi.
Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biri aynı zaman- da. Mardin’de, farklı dini inanışlar paralelinde, sa- natsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler mevcut.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Mezopo- tamya havzasında bulunan Mardin, güneyinde Suri- ye, doğusunda Şırnak ve Siirt, kuzeyinde Diyarbakır ve Batman, Batısı Şanlıurfa ile çevrilidir.

Yüzölçümü :8.891 Nüfus : 829.195 Plaka kodu : 47 Telefon kodu: 482

İLÇELERİ :
Artuklu, Dargeçit, Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat, Nusaybin, Ömerli, Savur ve Yeşilli’dir.

MARDİN TARİHİ

Fırat ve Dicle nehirleri arasında Me- zopotamya bölgesinde, tarih boyunca pek çok medeniyet yerleşmiştir. Bir da- ğın tepesinde kurulmuş olan Mardin, Yu- karı Mezopotamya’nın en eski şehirlerin- den biridir.
Bölgede yapılan kazılarda M.Ö. 4500’den başlayarak klasik anlamda yer- leşim gören Mardin; Subari, Hurri, Sümer, Akad, Mitani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Abgar, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Ar- tuklu ve Osmanlı dönemine ilişkin birçok yapıyı bünyesinde harmanlayabilmiş ö- nemli bir Güneydoğu kenti.
264

ZAMANIN DURDUĞU İZLENİMİNİ VEREN ŞİİRSEL KENT MARDİN

MARDİN ADININ KAYRAĞI

Mardin “Merdo”dan gelme Süryanice kö- kenli bir kelimedir. “Kale” anlamına gelmekle birlikte çeşitli rivâyetler vardır. Bu rivayetleren biriside Mardin’in bulunduğu bölgeye yerleşti- rilen “Marde” kavminden geldiği, bu bölgeye hükmeden bir kralın Mardin isminde oğlunun hastalanıp havası ve suyu iyi olan Batı Kalesine gönderildiği, burada iyileşmesi üzerine Kale’nin bulunduğu yerde Mardin isimli şehrin kuruldu- ğu, Süryânice mukaddes “Mara” kelimesinden geldiği, Sâsânî komutanlarından Mardius bu şehri îmâr ettiği için şehrin eski ismi yerine bu komutanın isminin verildiği gibi çeşitli rivâyetler vardır. Selçuklu Türkleri bu şehri fethedince, Bi- zanslıların “Mardie” Arapların “Maridin” ismi yerine kendi lisanlarına uygun olarak “Mardin” demişlerdi
Burası bölgedeki birçok diğer şehir ve yerle- şim gibi Süryaniler’in yoğun olarak yaşayageldiği bir mekandır. Mardin ve Tur Abdin bölgesinde hala Süryaniler yaşamaktadır. Bölgede meşhur birkaç Süryani Manastırı ve Kilisesi vardır. Dey- rulzafaran, Mor Gabriel, Salah’taki Mor Yakub ve Hah’daki Tanrı Annesi Meryemana Kilisesi gibi.

MARDİN MİMARİSİ

Uzaktan bakınca, altın rengi taşlardan ya- pılmış Mardin evlerini, kentin üzerinde kurulduğu tepelerin kayalığı ile iç içe görürsünüz. Dikkatli bir incelemeyle, oyma taşlar, evlerin ve kamu bina- larının dekorasyonu kentin, mimari bakımdan bir hazine kutusu olduğunu ortaya koyar.

Birbirine paralel uzayıp giden daracık so- kakların abbaralarla (geçit) birbirine bağlandığı Mardin’de, her evin çatısı, bir yukarıdaki eve teras vazifesi de görüyor. Abbaralar ise bir başka mi- marlık harikası… Tüm kentin çevresini dolaşmak yerine, pratik bir yöntemle bir üst sokağı çıkma olanağı sağlayan abbaraların kent kültüründe ayrı bir yerleri var. Mardinlilerin hepsinin mutlaka bir “abbara anısı” mevcut. Ya abbaralar sevdalı- lar arasındaki mektuplaşmalara sahne olmuş, ya bıçkın delikanlıların hesaplaşmalarına… Öyle ki Mardin’de “Erkeksen Abbaraya gel!” sözü bir atasözü olarak yerleşmiş kulaklara… Fakat Mar- din İli (özellikle il merkezi) son yıllarda yoğun bir şekilde betonlaşmanın etkisi altında kalmış, şehir merkezinin bulunduğu tepenin hemen biraz altın- daki alan yeni şehir olarak imara açılmıştır.

Yeni binalar yapılmış (yapılıyor) olmasına karşın bu betonlaşma tarihi taş binaları da es geçmemiş, maalesef taş binaların üstüne yarım yamalak beton katlar çıkılmasına kadar varmıştır.

Düşük bir nüfusa sahip olmasına karşın bu denli yapılaşmasının başlıca nedeni ekonomidir. Eski büyük evlerde bugünkü ekonomik koşullar- da ve yeni neslin farklılaşan istekleriyle birlikte yaşamak zordur ve daha birçok sosyo- ekono- mik nedeni de vardır bu durumun ancak tüm bu nedenler şehre verilen zararı yine de haklı çıkar- mamaktadır. En başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere resmi ve sivil kuruluşlar bu konuya kısa sürede eğilmezlerse aslında dünya çapında bir açık hava muzesi olabilecek değerdeki Mar- din, gidip görmeye değer tüm özelliklerini kısa zamanda yitirecektir.

Mimarisi kurulduğu günden bugüne en az bozulan illerden olan Mardin’de, yerleşik ahali; yüzyıllar boyu oturacakları evleri yaparken ace- le etmemiş, iklim koşullarını dikkate alarak, göz zevkine hitap edecek tarzda inşaa etmişlerdir. Bu yapılara yerleşen kuşaklar yerlerini bir sonraki kuşaklara devrederek mekanlarındaki ikametleri süreklilik kazanmıştır. Bu sürekliliğin bir sonucu olarak aileler birer lakap kullanarak birbirlerinden ayrıdedilme yolunu seçmişlerdir.Mardin yerlisi olan tüm ailelerin istisnasız birer lakabı vardı.

Mardin’de kültür, çağlar boyu yerleşik olan uygarlığın izlerini taşır. Mardin ili önemli tarihsel ve kültürel mimari zenginliklere sahiptir. Bu zen- ginliğin turizm alanında en iyi şekilde değerlendi- rilmesi halinde ilin kalkınmasına ve ülke turizmi- ne büyük katkı sağlayacağı kuşkusuzdur.

Tarihin en eski Hristiyan topluluğu Süryani- lerin köklü kültürü ve çeşitli uygarlıkların izleriyle bezenen Mardin’de engin hoşgörü şehrin ötesi- ne ulaşmaktadır. Ezanların çanlarla kardeşçe ve birlikte yankılandığı bu medeniyetler şehrini görmek istemez misiniz?

Son yıllarda sadece ülkemizin değil tüm dünyanın ilgisini çekmeye başlayan Mardin, ta- rihi ve kültür yapısı ile Unesco’nun “Dünya Mi- rası Kenti Listesine” girmeye adaydır. Kültür Varlıklarının belgelenmesi korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması önem arz etmektedir. İlimiz merkez ve İlçelerinde Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğünce tescil edilmiş 665 adet bina mevcuttur.

MARDİN EVLERİ

Mardin, Anadolu ev mimarisinde, Orta Anadolu’nun Niğde, Kayseri şehirlerinde daha yaygın olarak da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde örneklenen, “Kuzey Suriye ile ben- zeşen” diye tanımlanan taş mimarinin görüldüğü önemli şehirlerden biridir. Gerçekten de bölgede çok sayıda ocağı olan sarı kalker taşı, yapı üre- timine egemen olmuş, ahşaba, kapı, pencere, asma kat gibi zorunlu kullanımları dışında yer verilmemiştir. Böylece taş, süslemeden, taşıyıcı sisteme kadar her yapı elemanını belirlemiştir. Bu mimarinin biçimlenmesindeki etkenlerden bir diğeri bölgenin iklimidir. Ayrıca mimaride önemli bir yere sahip eyvan, revak gibi yarı açık mekan- lar, özellikle batı güneşine karşı gölgede kalabi- lecek biçimde yönlendirilmiştir.
Güleç yüzlü sıcak kanlı insanların diyarı Mardin. Nefesi çay kokan, mırra kokan insanla- rın diyarı. Güneş ışığının rengi, taşlarımda hayat bulur.

HOŞGÖRÜ MERKEZİ

Mardin’de inanç, bir medeniyetteki hoşgörü- yü ortaya koyuyor. Müslümanıyla, Hristiyanıyla, Süryanisiyle, arabıyla Türkü, Kürdü ile tam hoş- görünün merkezi.

Ulu Camii; Şehrin merkezindeki Mardin’in en eski camisi olan Ulu Camii, 1176 yılında Artuklular zamanında yapılmış. Özellikle minaresi çok dikkat çekici, O yıllarda çarşıya bir tek bu caminin yanın- dan girilirmiş.

Zinciriye Medresesi; Şehrin en üstünde kale- nin hemen altındaki Zinciriye Medresesi 1385 yı- lında yapılmış. İki katlı medresenin giriş kapısının ihtişamı ve süslemeleri görülmeye değer. Buradan Mardin’i izlemek büyük keyif. Çünkü şehrin tama- mı ve devamındaki düzlükte yer alan Mezopotam- ya buradan izlenebiliyor.

Kırklar Kilisesi; Şehrin merkezinde bulunan, 5.yüzyılda yapılan Kırklar Kilisesi ince taş işçili- ğinin en güzel örneklerindendir. 400 yıllık ahşap kapılan, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu çok etkileyici. Bugün Mardin Metro- polit Kilisesi özelliğindedir.

Deyrulzafaran Manastırı; Süryanilerin tari- hi ve dini değerleri arasında bugüne kadar ayak- ta kalabilmiş nadir bir manastır olan Deyrulzafa- ran, 639 yıl boyunca dünya Süryanilerinin patrik- lik merkezliğini yapmış. 1600 yıllık manastır, Sür- yaniler için bugün bile büyük önem ve anlam ta- şıyor.

Mardin Kalesi; Diğer adı “Kartal Yuvası” olan Mardin Kalesi çok sayıda uygarlığı yaşamış çok önemli bir kale. M.S.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin Kalesi’nde kalmış. Hasta olan kral kalede iyileşince, kendisine bir kasır yaptırıp 12 yıl burada yaşamış. Daha sonra kendi mem- leketi Pers ve Babil’den birçok asker ve sivil geti- rip bölgeye yerleştirmiş. Getirilen halk sayesinde kent zenginleşmiş, gelişmiş. M.S.442’deki bir ve- ba salgını kale halkının sonu olmuş. M.S.542’ye kadar Mardin Kalesi boş kalmış. Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadar..

Mardin çarşıları…

Mardin’de yan yana veya aşağı yukarı birbiri sıra devam eden birçok çarşı var. En popüler olanı kuyumcular çarşısıdır diyebiliriz. Mardin’deki ku- yumcular çok özel. Çünkü altın ve gümüş takılar “telkari” diye adlandırılan Mardin’e özel bir işle-
mecilik sanatıyla yapılıyor. Tamamen Süryani us- taların yaptığı telkari takılar ve hediyelik eşyalar- daki işleme sanatı çok etkileyici… Yurdumuzdaki en önemli telkari merkezi Mardin’in Midyat ilçesi- dir. Midyat işleri son derece zarif ve kıymetli.
Bakırcılar Çarşısı, eskiden 150’ye yakın ba- kırcısıyla en canlı mekanlardan biriymiş. Şimdi sa- dece 5 dükkan kalmış. Bu çarşıda daha çok he- diyelik eşya yapılıp satılıyor. Bakır kaplar, testiler, mırra cezveleri… Ve antikacılarda eski Mardin’e has el işi güzel kaplar…

Mardin Çarşısı’ndan sonra Marangozlar Kah- vehanesine uğramalısınız. Mardin’in en otantik mekanlarından biri. Mardin’de mutlaka kahve kül- türünü yaşamak ve mırra adı verilen yöreye has kahveyi içmek gerek.
Dünyada Venedik’ten sonra yapı dokusu bo- zulmamış ikinci şehir konumunda olan Mardin, ta- rihi ve kültür yapısı ile UNESCO ‘nun “Dünya Mi- rası Kenti Listesi“ne giren bir ilimizdir. 2000 yılı itibariyle dünya tarafından keşfedilmeye başlanan Mardin ‘e gelen turist sayısı giderek artıyor. Turizm geliştikçe, buraya gelip bu sevdaya düşenlerin sa- yısı da çığ gibi büyüyor. Ve Mardin’i arkamızda bı- rakarak güzelülkemizin başka bir güzel şehri Batman doğru yol alıyoruz.

Category:

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir