OSMANLI’NIN İLK SANCAK MERKEZİ İZMİT BÖLGESİNDE VAKIF MEDENİYETİ

 Birçok medeniyete beşiklik eden İslam ordularının İstanbul’u fethe gelirken geçtikleri Osmanlı da İzmit Sancağına bağlı Sakarya nehri boylarının fethi kolay olmamıştır.

Bu bölgelerin Selçuklular da zaman zaman hakimiydi. Akyazı bölgesi ve Sakarya nehri boyların da 60 yıl Selçuklu Umur Beyliğinin hüküm sürdüğü biliniyor.
Sakarya nehri boylarında tarihin sessiz tanığı vakıflar medeniyetinden izler taşıyan kalelerden Söğütlü Harmantepe kalesinde www.devialem.tv ve  www.gebzegazetesi.com   olarak yaptığımız canlı yayını sizlerle paylaşarak Kocaeli de Vakıflar Medeniyeti Tarihimizin izlerini sürmeye devam ediyoruz.
https://fb.watch/fp81_jkxXP/

Kocaeli bölgesinin fethin de Sakarya nehri boyların da Osmanlı vakıf medeniyetinden izler taşıyan kaleler çoktan yıkılıp yok olmuş Harmantepe kalesi başta olmak üzere bu kalelerde Selçuklu ve Osmanlı da hüküm sürmüş. Söğütlü Harmantepe şehitliğindeki mescidin minberi yeni kazılarda ortaya çıkarılmış Ferizli İlçesi’nin kuzeyinde, Seyifler Köyü’nün güneyinde, Sakarya Nehri’nin Çark Suyu ile yakınlaştığı noktada bulunan kale kalıntılarının batı ve kuzey bölümündeki yarım daire şeklindeki iki burcu halen ayaktadır. Bizans Dönemi’nde stratejik bir noktada yapılan, Karadeniz-Adapazarı yolu üzerinde Çarksuyu ve Sakarya Nehri üzerindeki köprülerin güvenliğini sağlamak amacıyla her iki akarsuya da çok yakın bir noktada kurulmuş yaklaşık 80×80 metre boyutlarında küçük bir kaledir. Çark suyunun Sakarya nehrine birleştiği yerde Seyifler kalesi. Harmantepe Köyü kuzeyindeki Harmantepe kalesi, halen tamamen yıkılmış olan Poyrazlar Köyü yanında ve Domuztepe ile Tersiye tepeleri üzerindeki kaleler, Kayalar Mahmudiye Köyü doğusundaki kale Adliye Köyü güneyindeki Adliye kalesi, Sapanca’nın Kurtköy kalesi. Geyve Boğazı’ndaki geçidi tutan Çobankale, Pamukova’ daki Pahalar Kalesi ile Mekece Kalesi Sakarya nehri boyuna inci tanesi gibi dizilmiş hudut muhafaza kontrol kuleleridir. Kocaeli fatihi Sultan Orhan ve oğlu İzmit sancak beyi Gazi Süleyman Bey askerleri ile bu kaleleri bir bir alarak Kocaeli yarım adasına ilerlemiş bölgeyi fetih ederek Vakıf Medeniyeti ile Türk İslam yurdu yapmıştır.

KOCAELİ NİN FETHİNDE GEYVE BOĞAZI VE ORHAN GAZİNİN KURDUĞU İLK VAKIF

Adını Sultan Orhan Gazi’nin komutanlarından Akçakoca Gazi’den alan Kocaeli Bölgesi Osmanlı da ilk vakfın kurulduğu yer olarak da kültür tarihimize adını yazdırmıştır.

Hicri 700 tarihli (M.1301) tarihli Sultan Orhan Gazinin vakfiye beratında “Biti hükmi oldur, biti getüren Şeyh İzzeddin İsmail ve atası İbrahim Şeyh yirin Çalıca’da vakf eyledüm vakf ola kimesne mâni’ vü mu’arız olmasun, biti getürenler biti sözine itimad kılsun, biti(vi) hakikat bilsünler.” diye yazmaktadır.
Vakfiye de geçen bu kayıttan Orhan Bey’in atası Şeyh İbrahim yerine Şeyh İzzeddin İsmail’e Çalıca adında bir yeri vakfetmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Bir vakıf insanı Sultanı Orhan Gazi’nin 1301 yılında İzmit Sancağına bağlı bugünkü Sakarya bölgesinde kurduğu ve Hendek bölgesini vakıf ettiği arşiv belgelerinde yer almaktadır.

Allah dostu gönül sultanı Horasan Eren’i İsmail İzzettin hazretleri adına bizzat Orhangazi’nin imzasını taşıyan vakıf senedinin bulunduğu Hendeğin Şeyhler köyünde araştırma ve belgesel çekimi yaptık. Kocaeli bölgesi fatihi Sultan Orhan gaziden sonra birçok sultan ve vezirin imzasını taşıyan vakıf senetlerinin orijinal görüntülerinin belgeselini çekerek tarihe düştük.

Sakarya Hendek ilçesi Şeyhler köyünde Orhan Gazi’nin imzasını taşıyan 1301 tarihli vakıf senedi 1990 yılı başlarında Sakarya Valiliği tarafından incelenmek üzere köylülerden alınmış ve bir daha geri verilmemiş. Köy muhtarı Hakkı Çalık ve köylülerden Mücahit Bulan, Orhan Gazi’nin Ceylan derisi üzerine yazılmış 1301 tarihli vakıf senedinin bulunması için devlet yetkililerinden yardım ve destek istiyorlar.
Devri alem belgesel programı olarak Kocaeli Vakıflar Medeniyeti Tarihimiz için çok önemli olan Orhan Gazi Vakfı İle ilgili çekimleri sizlerle paylaşıyoruz

https://www.gazetegebze.com.tr/kose-yazilari/osmanlida-ilk-vakif-sakaryada-kuruldu.html

KOCAELİ NİN FETHİNDE GEYVE’NİN ÖNEMİ

Osmanlı’nın ilk sancak merkezi İzmit sancağına bağlı Kocaeli ve Sakarya bölgesindeki vakıflar Sultan Orhan Gazi ile oğlu Süleyman Paşa’ya ait “Evkaf-ı Ada” ya bağlı yerlerde, mesela başta Geyve bölgesi olmak üzere Kaymaklı, Kuyumculu, Emir Ali Karagöz, Meğri, Çökre, Bilandeki ve daha birçok yerde göze çarpmaktadır. Tersiye Çandı Camii de Orhan Bey adına idi.

İzmit Gebze Kandıra Adapazarı’ndaki Akyazı ve Hendek taraflarında da bu tür camiler vardır. Karaağaç Dibi Vakfı da Orhan Bey’e aitti.

1954 yılına kadar Kocaeli iline bağlı Adapazarı adı ile kaza merkezi olan bir zamanlar İzmit sancağı içinde yer alan Adapazarı’nda Osmanlı döneminden kalan sembol yapılardan biri Orhan Cami’dir. Orhan Gazi tarafından yaptırılan bu caminin giderleri için kendisi belli yerler vakfetmişti.

1313 yılında Geyve’nin fethi ile Kocaeli ve Sakarya çevresindeki Göynük, Taraklı Yenicesi ve Mudurnu, Sultan Orhan Bey’in oğlu İzmit Sancak Beyi Gazi Süleyman Paşa’nın eline geçtiği sırada bir meslek sahibi olan Ahiler de bu topraklarda faaliyetlerini sürdürdüler. Manav Türkmenlerin Kocaeli ve Sakarya bölgesine yerleşmesinde Ahilerin de önemli rolleri oldu.

Ahiler, Kocaeli ve Sakarya yöresine gelen Türkmenlerin yerleşik hayata geçmelerinde koruyucu bir unsur olduğu gibi, bazen de daha ileri giderek Osmanlı devletinin yönetimdeki kuvvet kaynağını oluşturdular. Nitekim Orhan Gazi’nin oğlu İzmit sancak beyi Gazi Süleyman Paşa, Sapanca’daki bir köprünün bakım ve onarımı için topraklar vakfederken yönetimini de Ahilere bırakıyordu.

Günümüz Pamukova (Akhisar, Akhisar-ı Geyve) sınırlarında yer alan Mekece, Sultan Orhan Gazi’nin İzmit sancağında kurduğu ilk vakıf olarak medeniyet tarihimizde yer almıştır.

Osmanlı’nın Kocaeli ve Sakarya coğrafyasına ilk giriş merkezi olan Geyve boğazının Mekece Köyü fetih sonrası imar edilmiştir. 1324 tarihli Vakfiyede Sultan Orhan Gazi Vakıflar medeniyeti tarihimize ışık tutan şu tarihi bilgilere yer vermiştir.

SULTAN ORHAN GAZİ’NİN İZMİT SANCAĞINA BAĞLI GEYVE’ DE KURDUĞU İLK VAKFIN VAKFİYESİ

“…Ben Şücaaddin Orhan Bin Fahrüddin Osman. Hududu ile Mekece nahiyesinin tamamını sırf Allah rızası için (vakfettim). O Hanikahda misafir olan gelüp gidici fıkarayı, garibleri, miskinleri, dervişleri ve ehli ilmi (iskân ve intak) etmesi için azadlı kölem Tâvaşi Şerefeddin Mukbili (Mütevelli vakıf tayin ettim) vakfın vazifesi (yani varidatı) ne ise bunlara sarf edilsin ve her kim ki bu vazifeden nasib almağa müstahak değilse Hanıkahta misafir olmasın. Bu vakfiyeyi okuyanlar bilmiş olsunlar ki Mekecenin tevliyetini bu Hanikahın kullarının çocuklarından kim salih ise ona verdim ve bugünden itibaren tevliyete hizmet etmek, gelene gidene sarf etmek ve elinden geldiği kadar hizmet etmek üzere Şerefeddin Mukbil’e tefviz ettim. Bu hizmete mukabil hasılatın mecmuundan öşür alsın. Benim çocuklarımdan ve varislerimden hiçbir ferdin bunda hakkı yoktur. Bu tevliyete bu Hanikahın bendelerinin salih olan çocukları nesilden nesle batından batna ve asırdan asra irişsin yani nail olsun. Bu hususta niza eden ve bu mânanın butlânma çalışan ve yalan, iftira, zulm ve adavet gösteren kimse şeriatı nebeviye in-dinde makbul olmaz. İkrar ettiğim veçhile bu tevliyeti hüccet ile bu hanikahın kullarının çocuklarından en salih olanına hini hacette göstermesi için verdim, ta ki herhangi bir mahlûk çıkup da müdahale, muzâhame ve tağyir etmesin. Kim müdahele ve muzâhame ederse Allah’ın ve Resulûllah Sallâl-lâhü Aleyhi Vesselamın laneti onun üzerine olacaktır. Bu vesikayı okuyanlar, hazır olan cemaatın şehadetiyle bunu hakikat bilsinler ve itimat etsinler. Onların rızasiyle yazıldı. Benim mülkümden olan mezkûr Mekeceyi (bu vesikayı) mütalea edenler vakıf bileler ve inşaal-lahü taalâ itimad edeler.”

Vakfiyesi dönemi ve konusu itibariyle çok önemli bir belgedir. Orhan Gazi buradaki zaviyeyi ne amaçla vakfettiğini bu vakfiyede anlatmıştır. Akhisar-ı Geyve kazasında Mekece köyündeki Sultan Orhan Gazi’nin Şerafeddin Paşa’ya vakfettiği bu imaretin vakıf mütevellisi 17 Nisan 1673 tarihinde Kaymakam Yusuf Bey’di. Pamukova’da bulunan bir köy Sultan Orhan vakfına aitti. Bu köye vakıf tarafından tayin edilen zabitler haricinde kimsenin müdahale ettirilmemesi merkezi hükümet tarafından isteniyordu. Karasu bölgesinde hâkimiyet sağlandıktan sonra Orhan Gazi’nin buraya bağlı Kuyumculu ve Balıklagu köyleri arazisini imamlık ve hatiplik için Karasu mescidine vakfetmiştir. 21 Temmuz 1764 tarihli bir arşiv kaydında “Karasu kazasına tabi Kuyumcullu divanında Sultan Orhan tâbe serahu hazretlerinin bina eylediği mescid-i şerifde” denilmektedir.

Kocaeli ve Sakarya bölgesinin Osmanlılar’ tarafından fethin de çok önemli yere sahip olan Geyve, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yıkılıp Kocaeli bölgesinin İngilizler tarafından işgalinden sonra, Kocaeli Valiliği o tarihte İzmit’e bağlı kaza merkezi olan Geyve’ye taşınmış, Kocaeli Bölgesi kurtuluş savaşı boyunca Geyve’deki vilayet merkezinden idare edilmiştir.

Geyve’de Gazi Süleyman Paşa Camii, 1330 yılında Sultan Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından, İzmit Sancak Beyliği zamanında vakıf olarak yaptırılmıştır. Geyve Merkezde, Taraklı yolu üzerinde bulunmaktadır.

Geyve Elvanbey İmarethanesi, 1451 yılında Sinan Paşa tarafından babası Elvan Bey adına yaptırılmış mimarisi ile göz ve gönül ziyafeti sunan bir Osmanlı vakfıdır.

Orhan Gazi’nin ilk kurduğu vakıflarından olan Kocaeli ve Sakarya bölgesinin fethinde önemli yeri olan Pamukova ilçesi Mekece köyünde Orhangazi tarafından bizzat 1324 yılında kurulan Vakıf Külliyesi yıkılmış külliyenin olduğu yer ayva bahçesi yapılmış.

Bir zamanlar yolcular ve fakirlerin her gün iki öğün yemek yiyip hiç bir ücret alınmadan yolcuların üç gün konakladıkları kervansaray, imaret, aşevi, cami ve çeşmenin bulunduğu bölgenin bugünkü perişan hali www.devrialem.tv ve www.gebzegazetesi.com da canlı yayınlanıyor.

https://fb.watch/fp7qeXdODg/

Osmanlının ilk sancak merkezi İzmit sancağındaki vakıf medeniyetimizi araştırmaya Kocaeli bölgesinde devam ediyoruz.

GEYVE SULTAN 2. BEYAZIT VAKFI KÖPRÜSÜ

Osmanlı vakıf medeniyetinde İzmit sancağına bağlı Geyve’nin çok önemli yeri var.
Geyve Sultan 2.Beyazıt Vakfı Köprüsü, Sakarya Nehri üzerinde büyük kesme taşlardan yapılmış bir köprüdür. Vakıf Kitabesinde, “Bu köprü tarihte devir açan Fatih’in oğlu II. Bayazıd tarafından H. 901 (M. 1495) yılında yaptırılmıştır.” ifadesi yer almaktadır.

Sakarya ırmağı üzerinden Geyve-Göynük menzil yolunun geçişini sağlayan köprü, yedi satırlık Arapça inşa ve vakıf kitâbesine göre Sultan II. Bayezid Vakfı tarafından hicri 901’de miladi 1495 yaptırılmıştır. Kitâbe köşkünün arkasında bulunan mermere işlenmiş rozet biçiminde ikinci bir kitâbenin altında ise “Amelü’l-fakīr Abdullah” ibaresi ve Mimar Murâd İbn Abdullah ismi okunmaktadır. Bu imzalardan Geyve Köprüsü’nün Mimar Abdullah oğlu Murad tarafından tasarlandığı ve inşaatın da Abdullah adlı usta tarafından gerçekleştirildiği tahmin edilmektedir.

Ahmed Refik, Sahâifü’l-ahbâr’dan naklen, Sultan Orhan Gazi’nin Sakarya üzerindeki bir köprüyü tamir ettirerek civarında kurdurduğu Köprübaşı Köyü halkını bu yapının bakımı ile görevlendirmiş olduğunu yazmıştır.

Böylece bu önemli yol üzerindeki Bizans (belki de Roma) çağından kalmış eski bir köprünün Osmanlı Beyliği’nin ilk yıllarında yeniden kullanılır hale getirildiği anlaşılmaktadır. II. Bayezid, iki yüzyıl sonra bu vakıf hayratını eski köprünün 150 m. kadar güneyinde temelden itibaren yeni olarak inşa ettirmiştir. Eski köprünün kalıntıları bugün görülebilmektedir.

Cevdet Çulpan’ın tespitlerine göre Sultan Beyazıt Köprüsü’nün tamiri için Kanûnî Sultan Süleyman devrinde İzmit kadısına ferman çıkarılmıştır. Evliya Çelebi Geyve kasabasından bahsederken Sultan IV. Murad zamanında (1623-1640) Sakarya’nın bir taşkınında kasabanın tahrip olduğunu bildirir. Aynı taşkında köprünün de zarar görmüş olması muhtemeldir.
Geyve’de Sakarya nehrindeki bu muhteşem vakıf eserinin belgeselini çekerek tarihe not düşüyoruz.
https://www.facebook.com/share/v/LgyrHXgcEYhF1yKU/?mibextid=KsPBc6

Category:

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir