Darıca Gebze’nin geçmişte en şirin beldelerinden biriydi.
Her gün İstanbul’a vapurla seyahat imkânı, yenilenen belediye seçimleri, meşhur barbunyaları ile güzelleşen Darıca’yı Cantürk’ün kaleminden okuyalım.
“Gebze’ye gelmişken onun tanınmış bir nahiye merkezi olan Darıca’yı da görmeden geçemedim. İstasyona 3½ kilometrelik bir şose ile bağlıdır. Her saat ve her dakikada otobüs ve otomobiller işleyip dururlar ve 10 kuruştan yirmi beş kuruşa kadar müşteri taşırlar. Denizden de İstanbul’a her gün bir vapur vardır. Bu yakınlarda Gebze’ye kadar Banliyö hattının açılması ve İstanbul’a gidip gelmenin 35 kuruşa indirilmesi bu havaliyi canlandırmağa başlamıştır. Gelecek yıl buranın ilkokul mezunları Kadıköy ortaokuluna devam için fırsat bulabileceklerinden dolayı çocuk velileri şimdiden düğün ve bayram yapmakta ve bayındırlık bakanlığına dualar etmektedirler.”
“Ben buraya uğradığım gün belediyede ateşli bir seçim başlamıştı. Bundan yedi ay evvel yapılmış olan belediye seçimine fesat karıştırıldığı hakkındaki iddia üzerine devlet şûrasınca seçimin feshine karar verilmiş olduğundan 12 günden beri seçim savaşına başlanmıştır. Seçime kadın, erkek bütün halk karışmıştır. Bu küçük kasabadaki seçim işinin manzarası cidden şayanı hayrettir (Hayret edip şaşılacak şey). Saylav (Milletvekili) seçiminde belki bu kadar gürültü olmamıştır. Bununla beraber bugün bura halkının ne derece uyandığını ve siyasal kabiliyetlerin ne kadar arttığını göstermek itibarı ile çok değerlidir. Seçimin kanuni bir şekilde yapılmış ve halkın sızıltısına (hoşnutsuzluk) meydan verilmemiştir.”
“Ben buraya iki seneden beri uğrayamamıştım. Bu müddet içinde Darıca güzelleşmiş, başka bir kıyafete bürünmüştür. Elektrik tesisatı yapılmış, kasabanın ortasından geçen şose düzeltilmiş, beton binalar, yeni gazinolar kurulmuş, asri (çağdaş) bir bakkaliye açılmış, askerî dairenin karşısında geniş ve şık bir park vücuda getirilmiştir. Halka mahsus bir de hamam yapılmıştır.
Buranın ürünü zeytin ve zeytinyağı, enginar, bakla, bezelye, üzüm ve diğer meyvalardır. Taze balıkları ve bilhassa barbonyası çok meşhurdur. Evvelce milyonlarca çiroz yapılırken şimdi İstanbul’dan getirilmektedir. Çünkü bunları yapanları gitmişlerdir.
Havası, suyu çok güzeldir. Ucuzluk yönünden Darıca çok iyidir. Nefis taze barbonyanın kilosu 40 kuruşa, has ekmek dokuza, koyun (35) e, kuzu (30) a, enginarın tanesi kırk paraya, ala bezelye (100) paraya satılmaktadır.”
“Marmara kıyısındaki Darıca’dan başka Bandırma ilçesinde de Darıca adlı bir nahiye daha vardır. Buralara gönderilecek mektup ve gazetelerin de her halde bir yanlışlığa uğramaları ihtimali pek çoktur. Onun için ya bu adlardan birini değiştirmeli veyahut adreslere Bandırma ve Gebze kelimelerini katmalıdır. R. K. Cantürk” (09 Temmuz 1935 Akşam Gazetesi)
ELEKTRİKTEN ŞİKÂYET
Getirilen motor ve yapılan tesisat, iyi olmadığı için bir saat aydınlığa mukabil birçok geceler karanlıkta kalıyoruz. Buna karşı tenviriye (aydınlatma) vergisi olarak harıl harıl para tahsil edilmektedir.
Diğer bir şikâyetim de şudur. Bir iki hayvan sahibinin hatırı için hepsi zürra (çiftçi) olan nahiye halkının tarlaları, bahçeleri bu hayvanlar tarafından berbat edilmekte ve şikâyetlere karşı da hiçbir şey yapılmamaktadır. Bu yüzden birçok Darıcalı yerini terk etmiştir. Birçoğu da terk etmek üzere bulunuyorlar. Darıcalı Haydar oğullarından Mehmet” (27 Şubat 1939 Tan Gazetesi)
Geçmişte önemli tarım ürünlerinden olan zeytinle ilgili 16 Ekim 1940 tarihli Vatan Gazetesi’ndeki haber, sizleri Darıca’nın zeytin bağları ile dolu günlerine götürecektir.