
Düzce Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi ve Gebzeli olan İlyas Temel Şafak’ın makalesini sizlere sunuyoruz.
30 Mart 2014 seçimleri sonrası idari yapısı mahalleye dönüştürülmüş fakat Gebzeliler için şirin balıkçı köyü olarak birikmiş güzel anılarıyla hafızalardaki özel yerini koruyan Eskihisar… Dönemin özellikle gezi yazılarıyla tanınan muhabiri Ragıp Kemal Cantürk’ün 14 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi “Anadolu’da Akşam” köşesinde “İlk çimento fabrikasının kurulduğu köy” başlıklı yazısında kuşatıcı bilgiler yer alıyor. Bu yazıyı görsellerle de destekleyerek yakın plana almak istiyorum.
Bakın Cantürk o yıllardaki Eskihisar’ı kalemiyle nasıl resmediyor.

ESKİHİSAR ÇOK ŞİRİN BİR YERDİR, FABRİKA İYİ ÇALIŞIYOR
“Karadan ve denizden İzmite gelip giderken uzaklarda bir kale ve onun dibinde de kendi halinde bacalarından duman tüten bir köy görmekteydim. Kaç defa şuraya gideyim dedimse de bir fırsatını bulamamıştım. Bu defaki Gebze seyahatimde zuhur eden (ortaya çıkan) güzel bir fırsattan istifade ederek çimento fabrikaları muhasiplerinden Nuri beyle birlikte buraya geldim.
Gebze’nin 6½ kilometre mesafesinde ve deniz kenarında kurulmuş olan bu köye Eskihisar diyorlar. Burası Sultan Orhan zamanında fethedilmiş ve Çelebi Sultan Mehmet zamanında da bir kale yapılmıştır ki kale bedenleri ile burçları hâlâ sapasağlam durmaktadırlar. Bu köy cidden şirin ve manzarası pek hoştur. Buralardan gelip geçen bir insanın gözleri ve kalbi buraya takılmadan geçemez!”


Eskihisar’ın unutulmaz yoğurdu ve tarihe karışmış çimento fabrikası, o zamanlar iki yüz nüfusu olan köy için ne kadar kıymetli! Korunabilseler kültür ve turizm açısından güzel olmaz mıydı?
NELER VAR?
“Gayet düzgün bir şose ile Gebzeye bağlanmış olan Eskihisarın tabii letafetleri (güzellikleri) dolayısı ile merhum müzeler müdürü Hamdi bey burada yazlık bir köşk yaptırmış ve etraftaki araziyi bediî (gözü gönlü okşayan) bir şekle koyarak baharın şataretli (sevinçli, neşeli) günlerini burada geçirmiştir.”

* Eskihisar’daki Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi
“Hamdi bey, Kuruçeşmedeki yalısında ölmüş ve buraya getirilerek köşkün bahçesinde, denize hâkim bir çamlık içinde ebedi istirahatgâhına gömülmüştür. Merhumun mezarı mermerden yapılmış ve etrafına da parmaklık çekilmiştir. Mezar taşları asari atikadan (eski eserlerden) gayet kıymettar iki sütun olup maarif nazırı (Eğitim Bakanı) merhum Emrullah efendi tarafından hediye edilmiştir.”
“Bu köy halkından olan, şimdiki müze müdürü Aziz Bey (Aziz Ogan) ihtifaller (anma törenleri) tertip ederek hocasının hatırasına hürmet eylediğini söylemektedirler.”

“Bu köyde çok büyük ve son derece kıymetli bir çimento fabrikası ve bir de Ayvacızadelere ait bir yoğurt imalâthanesi vardır.”

* 07 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi
Yoğurthanenin imalâtı âdeta kaymak gibi olduğundan buralarda ve İstanbulda çok makbuldür. Burada 100 ev ve 200 nüfus mevcuttur. Bunlar balıkçılık, rençberlik (çiftçilik) yaparlar, üzüm, zeytin, bakla, enginar, bezelye ticaretile de meşgul olurlar. Bilhassa bakla, enginar ve bezelyesi çok meşhurdur.”

Eskihisar denildiğinde Osman Hamdi Bey’den bahsedilmesine şaşırmıyoruz. Aranızda halen merhumun Eskihisar’daki köşkünü ve mezarını bilmeyen, ziyaret etmeyenler var mı?
MEKTEP VE DÂHİLİYE VEKİLİ
“Her ne kadar eski ve ahşap bir mescidin içine sıkıştırılmış bir mektep varsa da her tarafı delik deşik olduğundan ısıtması güçtür. Geçen sene burasını ziyaret eden dahiliye vekili (İçişleri Bakanı) Şükrü Kaya bey halkın mektep hususundaki ricaları arzedilmiş ve müşraünileyh (adı anılan kişi) te halkın bu arzusunu muvafık (uygun) bularak bizzat nakti muavenette (yardım) de bulunmuştur. Bunun üzerine köy halkı ilk hamlede mektebe sarılmışlar ve bir metre kadar temelini çıkmışlarsa da parasızlıktan olduğu yerde kalmışlardır. Sekiz yüz lira kadar bir taraftan muavenet edilecek olsa mektebin ikmal edileceğini söylüyorlar. Mektebin Haydar bey isminde kudretli ve çalışkan bir muallimi vardır ve halk kendisinden çok memnundurlar.
“Köyde ahlak ve asayiş çok yolundadır. Kaza jandarma kumandanı Nureddin beyin asayiş üzerindeki büyük tesirini herkes lisanı takdir ile yadeylemektedir (iyi şekilde anma). Köyde bir kahve ve üç dört dükkân vardır. Yazın burası zevkine doyum olmaz bir sayfiye olduğunu söyliye söyliye bitiremiyorlar ki ben de buna hasret çektiğimden yazın bir daha burasını ziyaret eylemeğe davet edildim.”

ÇİMENTO FABRİKALARI VE ÇİMENTO NASIL YAPILIR?
“Memleketimizde mevcut çimento fabrikaları İstanbul ve Ankarada bulunmaktadırlar. Bunlardan ikisi İzmit körfezinde Aslan ve Eskihisar fabrikalarıdır. Diğeri Kartaldaki Yünüs fabrikasıdır ki Belçikalıların ortak oldukları bir şirket tarafından idare olunmaktadır. Zeytinburnunda, yarı hissesi Aslan fabrikasının olan (Türk çimento ve kireci) fabrikası da bir anonim şirketin malıdır. Bakırköyünde de bir Türk şirketi tarafından işletilmekte olan (Kurt) markalı çimento fabrikası ile Ankaradaki kartal markalı çimento fabrikası da ehemmiyetli müesseselerimizdendir.”

* 04 Şubat 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
“Çimentonun esas maddesi kireçtaş ile kilden ibarettir. Bu kireçtaş ile kilin bulundukları yerlerdeki karbonat dö kalsiyom ile silis, alümin ve humzu hadit karıştırılarak fabrikaların kimyahanelerince esaslı ve daimi muayenelere tâbi tutulmak suretile muhtelif imalât safhalarından geçirilerek ezilip öğütülmekte ve fırınlarda pişirildikten sonra tekrar öğütülerek çimento haline getirilmektedir.
Fabrikalar mevaddı iptidaiyelerinin (ham maddelerin) yanında yapılır. Çimentonun yakılması için çok miktarda kömür sarfolunmaktadır. Bu yüzden yerli kömür sarfiyatı çoğalmaktadır. Vasat bir fabrikanın senede (150) bin liralık kömür yaktığı sabit olmuştur. Fabrikalardaki kömür sarfiyatı çimentonun yüzde 30 una müsavidir (denktir).”

TARİHÇESİ
“Türkiyede en evvel yapılan çimento fabrikası Aslan ve Eskihisar fabrikalarıdır. Bunlardan Aslan çimentosu memleketimizde tanınmış bir markadır. Bunlardan sonra Ankaranın imarı için belediye tarafından yapılan Ankara fabrikası gelir. Bizdeki bu beş fabrikanın istihsalâtı (üretimi) ihtiyacımızdan fazla olduğu için bu fabrikalar senenin ancak sekiz ayında işletilmektedirler. Bunlardan en az çalışan Eskihisardaki fabrikadır.”

* 09 Eylül 1934 tarihli Yeni Asır Gazetesi
“Türkiye çimentoları Avrupa ayarında ve hatta bazılarının da fevkindedir (daha üstündür). Memleketimizde çimento sanayii tekâmül eylemiş bir haldedir. Ragıp Kemal” (14 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi)

Ragıp Kemal Cantürk’ün hoş ifadeleriyle anlattığı Eskihisar’dan günümüze kalanlar keşke daha çok olsaydı. Eskihisar için önemli şahsiyetlerden ünlü ressam Osman Hamdi Bey ve köyün (mahallenin) simgelerinden olan köşkü başka bir yazı konusu olacak.
Tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, esenlikler dilerim.
* Yazıdaki fotoğraflar, ESKİ GEBZE FOTOĞRAFLARI-OLD PHOTOS OF GEBZE Facebook grubundan alınmıştır.