
Gazetemizin kurucusu ve Devri Alem TV program yapımcısı İsmail Kahraman’ın bugünkü makalesini sizlere sunuyoruz.
Oğuz Aydemir Kültür Hizmetine Devam Ediyor Gebze gazetesi www.gebzegazetesi.com ve gazete Gebze de belgeselcinin not defterin de 11 nisan 2022 tarihinde yayınlanan makalelerimiz Çeşme Deniz Tarihinin Üç Efsane Amirali Sergisi Rusya İle Ukrayna arasında devam eden korkunç savaş bize tarihi geçmişin ne kadar önemli olduğunuda hatırlatıyor. 1770 de İzmir açıklarında Osmanlı İle Rus çarlığı arasında yapılan Çeşme savaşları çok önemli. Gebze bölgesinde yaptığı kültürel hizmetlerle örnek iş insanı Oğuz Aydemir Çeşme de Osmanlının üç önemli amirali ile ilgili özel koleksiyonun da yer alan belge ve arşivi sergisini İzmir’de açıyor. Osmanlı’nın Üç Efsane Amirali Sergisi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Tarih ve Sanat Müzesinde 30 Mayıs Pazartesi açılışı gerçekleşecek sergi 30 Eylül 2022’ye kadar açık kalacak. Sergide Osmanlı’da önemli yere sahip Çaka Beyi, Mezomorta Hüseyin Paşa, Cezayirli Gazi Hasan Paşa anılacak ve zaferleri hatırlanacak.Gebze de Bericap firmasının sahibi olduğu dönemde Fatihin Gebze de vefat ettiği Hünkâr Çayırı’nda 700. Yıl Fatih anıtı yapan Oğuz Aydemir, Eskihisar kalesinde kazı ve restorasyon yapan kültür bakanlığına sponsor olarak üç bin yıllık Gebze Eskihisar kalesinin yeniden ziyarete açılmasını sağladı. Atatürk’ün adına anıt yapılmasını istediği Kocaeli bölgesi Kuvay-ı Milliye komutanı tavşancılı şehit Yahya kaptanın adına Dilovası Tavşancılda Anıt yaparak kültür tarihimize kazandırdı. Oğuz Aydemir ayrıca Hırvatistan vatandaşı olarak Hırvatistan Zagreb de Osmanlı devleti dönemi de yapılan tarihi eserlerinde araştırılıp gün yüzüne çıkartılmasında çalışmalar yaptı.
Sergi ile ilgili Gebze Gazetesinde Yer Alan Haber
http://www.gebzegazetesi.com/…/cesme-deniz-tarihinin-uc… Oğuz Aydemir “Amacımız; gerek İzmir gerekse Türk tarihi açısından tartışmasız bir öneme sahip ilk amiralimiz olarak tarihe geçen Çaka Beyi anmak ve hatırlatmak, onun bu sulardaki ilk denizcilik ve donanma faaliyetlerini yeniden görünür kılmak, Sakız adası ile Karaburun arasında kalan Koyun adaları açıklarında Bizans donanması ile gerçekleşen ilk deniz zaferimizi anmaktır.” Açıklamasında bulundu.Oğuz Aydemir sergi amacını belirtmek için şöyle aktardı;“Çeşme Deniz Tarihinin Üç Efsane Amirali” Sergisi sadece bu toprakların kıyılarında meydana gelmiş tarihi olayların hikayesi değildir. Aynı zamanda Anadolu topraklarına girmemizden çok kısa süre sonra denizle olan ilişkimizin yaklaşık 1000 yıllık bir değerlendirmesi, özeti niteliğinde uzun yıllara dayanan bir çalışmanın ürünüdür. Bu sergi içinde sadece kazanılan zaferler değil, mağlubiyetleri de görecek; bu mağlubiyetlerden çıkarılan derslerle tarihin bize anlattıklarına da tanıklık edeceğiz. Bu sergiyle aynı zamanda aydınlanmanın bu sulardaki izlerini takip etmiş olacağız. Yıllar süren araştırmalar içinde Amerika Birleşik Devletleri’nden İtalya’ya, Venedik arşivleri ve kütüphanelerinden Almanya’daki Üniversitelere uzanan bir yolculuğun öyküsüdür “Çeşme Deniz Tarihinin Üç Efsane Amirali”.• Gerek İzmir gerekse Türk tarihi açısından tartışmasız bir öneme sahip ilk amiralimiz olarak tarihe geçen Çaka Beyi anmak ve hatırlatmak,• Onun bu sulardaki ilk denizcilik ve donanma faaliyetlerini yeniden görünür kılmak,• Sakız Adası ile Karaburun arasında kalan Koyun Adaları açıklarında Bizans donanması ile gerçekleşen ilk deniz zaferimizi anmak,• Çeşme ve Türk deniz tarihinin altı çizilmesi gereken üç değerli konusunu gündeme taşımak. -Bu konulardan birincisi Sakız (Chios) Adası’nın Venedikliler tarafından alınması ve Osmanlı tarafından kurtarılışıdır. Bu hususta unutulmuş, ihmal edilmiş ve yeterince bilinmeyen Mezzo Morto (Yarı-ölü) “Hüseyin Paşa’yı” hatırlatmak ve yeni nesillerin öğrenimi için gündeme taşımak, o İkincisi Venedik Şehir Devleti’nin, Osmanlı İmparatorluğu’yla yaptığı yedi ayrı savaştan altıncısı olan (1684-1699) Mora savaşlarıyla Doğu Akdeniz’deOsmanlı hakimiyetinin sona ermesini incelemek, Üçüncüsü Aydınlanma çağının en önemli olaylarından biri olan Çeşme’de eydana gelen 1770 Osmanlı Rus Deniz Savaşı,• 1701 yılında yayınlanan, Sakız Adası’nın Venedikliler tarafından alınışını ve Osmanlı tarafından kazanılmasını tüm askeri boyutlarıyla anlatan “DELL’ ACQUISTO, E DEL RITIRO DE’ VENETI DALL’ ISOLA DI SCIO” kitabının ilk kez Türkçe ve İngilizceye tercüme ettirilerek sunulması. Bu değerli kaynağın Türk deniz tarihi çalışmalarına kazandırılması,• 1770 Çeşme Deniz Savaşı’nda Rus gemilerine karşı cesurca savaşan Cezayirli GaziHasan Paşa’yı anmak ve gerek muharebelerde gerekse Türk deniz kuvvetleri için gerçekleştirdiği hayati derecede önemli olan eğitim reformlarını gündeme taşımak,• Bu konu başlıklarında bugüne kadar Çeşme’de bilimsel bir sualtı arkeoloji çalışmasının yapılmamış olması,• Sualtı çalışmaları sırasında Venedik donanmasına ait çıkartılan gemi toplarının ve söz konusu çalışmaların tanıtımı, • Denizlerin hayati önemi ve bir ulus için donanmanın kıymetini vurgulamak ve anlatmak. Açıklamasında bulundu.(kaynak Gebze gazetesi www.gebzegazetesi.com) Çeşme Deniz savaşları İle ilgili Türkiye diyanet ansiklopedisinde yer alan tarihi Bilgi https://islamansiklopedisi.org.tr/cesme-vakasi
Çeşme Deniz Savaşı
1770 yılı başlarında Mora Rumları’nı ayaklandırmak için Amiral Spiridof ve İngiliz Amirali Elphinston kumandasındaki Rus donanması İngilizler’in de desteğiyle Akdeniz’e açılmış ve Mora yarımadası açıklarında faaliyet göstermeye başlamıştı. Aynı yılın ilkbaharında Avrupa üzerinden kara yolu ile Akdeniz’e inen Rus generallerinden Alexis Orlof ile kardeşi Theodore Orlof’un katılmasıyla daha da güçlenen Rus donanması, Mora Seraskeri Muhsinzâde Mehmed Paşa’ya yardım maksadıyla Anabolu’ya (Nauplion) gönderilen Kaptanıderyâ Hüsâmeddin Paşa kumandasındaki Osmanlı donanmasını, Anabolu Limanı ağzında ve Suluca (Hydra) adası önlerinde başarısızlığa uğrattı. Geri çekilen Osmanlı donanması Terme, Şira ve Paros adaları yoluyla Sisam Boğazı’ndan geçerek Çeşme’nin kuzeyinde bulunan Koyun adaları önüne geldiğinde burada tekrar Amiral Spiridof idaresindeki Rus donanması ile karşılaştı. Bunun üzerine Osmanlı donanması 11 Rebîülevvel 1184 (5 Temmuz 1770) tarihinde Çeşme Limanı’nın kuzeyi ile Toprak adasının güneydoğusunda yarım ay şeklinde savaş düzenine girdi. Ancak çarpışma sırasında Osmanlı donanmasının sağ kanat kumandanı Cezayirli Hasan Bey’in (Paşa) gemisiyle Amiral Spiridof’un kalyonu yanmaya başladığından ateşin kendilerine sıçramasından korkan diğer Rus ve Türk gemileri savaş alanından uzaklaştılar.Rus donanması Çeşme Limanı açıklarında dolaşırken Osmanlı donanması, Cezayirli Hasan Bey’in muhalefetine rağmen Kaptanıderyâ Hüsâmeddin Paşa ve Rodos Beyi Câfer Bey tarafından manevra imkânı olmayan bir yere, Çeşme Limanı’nın içine sokuldu ve sahile yerleştirilen topların himayesinde Ruslar’a karşı bir müdafaa savaşına hazırlandı. Bu fırsattan istifade eden Ruslar 6 Temmuz günü hemen Çeşme Limanı’nın ağzını kapatıp, liman içine ateş kayıkları saldılar ve birbirine çok yakın vaziyette demirlemiş bulunan Osmanlı donanmasına ait otuz kadar gemiyi ateşe verdiler. 7 Temmuz sabahı Osmanlı donanmasından yalnızca Kaptanıderyâ Hüsâmeddin Paşa’nın baştardası Sakız adasına kaçarak kurtulabildi. Ayrıca Osmanlılar 5000 civarında da asker kaybettiler. Meşhur Türk kaptanlarından Câfer Bey ile Cezayirli Gazi Hasan Bey yaralı olarak Çeşme-İzmir kara yolu ile İstanbul’a geri döndüler. Hüsâmeddin Paşa Kaptanıderyâlıktan azledildi. Rus Kraliçesi II. Katerina bu savaşta başarı gösteren generallerinden Alexis Orlof’a Çeşmeski (Çeşmeli) unvanını vermiş ve bu savaşın hâtırasına Rusya’da bir de zafer âbidesi diktirmiştir.Osmanlı donanmasının imhası üzerine Rus filosu Akdeniz ve Ege’de daha rahat bir şekilde faaliyetlerini sürdürme imkânı elde etmiş, korumasız kalan Çanakkale Boğazı’nı abluka altına almış ve İstanbul’u tehdit etmeye başlamıştır. Ancak mükemmel şekilde tahkim edilen Çanakkale Boğazı’nı geçmeye cesaret edemeyen Rus filosu Limni’ye asker çıkartmak ve kalesini kuşatmakla yetinmiş, fakat Cezayirli Hasan Bey imdada yetişerek burayı kurtarmıştır. Ruslar’ın ilân ettikleri abluka Osmanlı ticaretini kısmen zarara uğratmaktan başka önemli bir netice vermemekle birlikte Rus filosunun Osmanlı donanmasının tahribinden sonra 1774’e kadar Akdeniz’de ve Ege’de gösterdiği faaliyetler Kaynarca Antlaşması’nın imzalanmasında önemli bir âmil olmuştur.(kaynak Türkiye Diyanet Ansiklopedisi)



