GEBZE NEDEN HEP KÜÇÜLTÜLDÜ?
Düzce Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi ve Gebzeli olan İlyas Temel Şafak’ın makalesini sizlere sunuyoruz.
2021 yılı sonundaki verilere göre 399.558 nüfus ile Kocaeli’nin en büyük ilçesi olan Gebze’nin, 2008 yılında yapılan düzenleme ile ilçeye dönüştürülen Çayırova (114.825), Darıca (219.546) ve Dilovası (51.866)’nın da nüfuslarını dikkate aldığımızda yaklaşık sekiz yüz bin nüfuslu, il olmaya aday kocaman bir ilçe olduğunu değerlendirebiliriz.
Gebze’nin idari yapısıyla ilgili geçmişten bazı bilgileri haber içeriği olarak daha önce paylaşmıştım. Bu yazıda; 1936 yılında Gebze kazasına bağlı iken müstakil belediye olan, 1954’te Kartal’a, 1987’de Pendik’e bağlanan ve 1992 yılında ilçe olarak idari yapısını oluşturan Tuzla başta olmak üzere, yine bugün Tuzla’nın mahallesi olan Aydınlı, Orhanlı ve Tepeören halkının Kartal’a bağlanmak istediklerinin yer aldığı 08 Ocak 1940 tarihli Akşam Gazetesi’nden bir haberi sizlerle paylaşacağım.
“Zamanında Gebze’ye bağlı olan bu dört köy, halen Gebze’ye bağlı belde veya mahalle olsaydı ve ilçeye dönüştürülen Çayırova, Darıca ve Dilovası da beldelerimiz olarak kalsaydı, bir milyonu aşan nüfusumuz ile bugün Türkiye’nin illeri arasında olabilir miydik?” diye de düşünmeden geçemiyor insan!
“Dört Köy – Halk Gebzeden ayrılarak Kartal kazasına bağlanmalarını istiyor”
“Kocaeli vilayetinin Gebze kazasına bağlı Tuzla, Aydınlı, Orhanlı Teperen (Tepeören) köylerinin halkı, umumiyetle çiftçilik ve bahçıvanlıkla geçinirler. Bu köylerde yetişen mahsuller, ötedenberi Kartaldaki sebze piyasasına getirilip satılmakta ve buradan Adalara, Kadıköyüne ve tren güzergâhındaki diğer sayfiye yerlerine sevkedilmektedirler.
Bu köyler, Tuzla şimendifer (tren) istasyonuna yakındırlar. Halbuki kaza merkezi olan Gebze bu köylere çok uzak geliyor. Kaza merkezindeki hükümet dairesinde ve mahkemede işi olanlar, bir hayli vakit kaybetmekte ve Gebzede han köşelerinde, kahvelerde gecelemektedirler.
Bu müşkaltı (zorluğu) göz önüne alan bu dört köy halkı aralarındaki hazırladıkları bir mazbata ile Dahiliye Vekâletine (İçişleri Bakanlığı) müracaat etmişler ve köylerinin Kartal kazasına bağlanmalarını rica etmişlerdir.
Dahiliye Vekâleti, bu köylerin dileklerini esas itibarile pek yerinde bulmuştur.
Vekâletten gelen emir üzerine Kartal kaymakamı B. Bahir Özbak yakında bu köylerde tedkikat (inceleme) yapacak ve keyfiyeti (durumu) vilayete bildirilecektir. Vekâlet, tedkikler neticesinde bu köylerin Kartala bağlanmasına karar verirse o zaman İstanbul vilayeti hududları, dört köy ilave edilmek suretile genişliyecektir.” (08 Kânunusani (Ocak) 1940 Akşam Gazetesi)
Bu haber içeriğine katkı sağlayabilecek, Tuzla, Aydınlı, Orhan ve Tepeören’le ilgili Tuzla Belediyesi web sayfasında yer alan bilgiler de ilginizi çekebilir.
“Gerek Osmanlılar ve Cumhuriyet Dönemi’nde günün şartlarına göre Tuzla’nın idarî statüsünde zaman zaman değişikliklere gidildi:
1530 yılında Anadolu Eyaleti, Kocaeli Livası, Gebze kazasına; 1533 yılında Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) Eyaleti, Kocaeli Livası, Gebze Kazasına; XII.yy’da Üsküdar kazası, Gebze bucağına; 1711 yılından itibaren yaklaşık yirmi yıl Adalar bucağına; 1743’te tekrar Gebze bucağına bağlanmış ve bu statü 1831 yılına kadar devam etmiştir. 1849 yılında ise Kastamonu Eyaleti, Kocaeli Sancağı, Gebze kazasına; 1856-1867 yıllarında Hüdavendigâr (Bursa) Eyaleti, Kocaeli Livası, Gebze bucağına; 1867 yılında İstanbul vilâyeti, Kartal kazasına, 1923’te ise Kartal ile birlikte Üsküdar vilâyetine bağlanmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde ise 1926 yılında Üsküdar’ın ilçe yapılıp İstanbul’a bağlanması üzerine Tuzla tekrar Kocaeli vilayeti Gebze bucağına bağlandı. 1936 yılında müstakil belediye oldu. 20. 01. 1954 tarihinde ise Kartal’a tâbi bir belde konumuna getirildi. 19507 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 04.07.1987 gün ve 3392 sayılı Kanun ile Pendik, Kartal’dan ayrılarak ilçe yapılınca Tuzla da Pendik’e bağlandı. Tuzla, 03 Haziran 1992 gün ve 21247 sayılı Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulunun 27 Mayıs 1991 gün ve 3806 sayılı Kararı ile Pendik ilçesinden ayrılarak müstakil ilçe yapıldı. 2012 yılı itibariyle Tuzla’nın Aydınlı, Aydıntepe, Cami, Evliya Çelebi, İçmeler, İstasyon, Mimar Sinan, Postane, Şifa, Yayla, Anadolu, Fatih, Merkez, Mescit, Fırat, Orta Mahalle ve Tepeören olmak üzere on yedi mahallesi bulunmaktadır.
Aydınlı, Orhanlı ve Tepeören Köyleri
Şu anda Tuzla’nın sınırları içinde olan ve ne zaman kurulduklarını kesin olarak bilmediğimiz; ancak tahrirlerde kayıtlı bulunan Aydınlı, Orhanlı ve Tepeören köylerinin idarî statüleri ve nüfus durumları 438 no’lu ve 1530 tarihli tahrirde şöyle belirtilmiştir:
Gebze’ye bağlı olan Aydınlı’da 190, Üsküdar’a bağlı olan Orhanlı’da 162, Yoros’a (Beykoz) bağlı olan Tepeören’de ise 167 tahmini nüfus bulunmaktaydı. I. Sultan Ahmet Dönemi’nde (1603-1617) Aydınlı’da 215, Orhanlı’a 145, Tepeören’de 88 tahmini nüfusun yaşadığı görülmektedir. Bu dönemde Aydınlı ve Orhanlı’nın Gebze’ye, Tepeören ise önceden olduğu gibi Yoros’a bağlıydı. Cumhuriyet Dönemi’nde ise sırasıyla Kartal’a, Pendik’e ve son olarak da Tuzla’ya bağlanan bu köyler, şu anda Tuzla’nın altı mahallesini oluşturmaktadırlar.”
(https://www.tuzla.bel.tr/icerik/78/3338/tuzlanin-tarihcesi.aspx)