“Kasaba yakın zamanda ışığa kavuşmuş olacak.”
Gebze ve Gebze Belediyesi ile ilgili eski gazetelerdeki içeriklerden ilginizi çekebileceğini düşündüklerimi paylaşmaya devam etmekteyim.
Bu hafta 1934-1939 yılları arasındaki haberlerden karma içerik hazırladım. Gebze’den, elektrik, su ve yolun olmadığı, hatta Romalılardan kalma caddeleri de belirtilerek, geri kalmış bir kasaba olarak bahsedilen ve yakın zamanda ışığa kavuşacak olmasının müjdesini veren haberle başlayalım.
“GEBZEDE BELEDİYE FAALİYETİ ARTTI – Kasaba Yakın Zamanda Işığa Kavuşacak”
“Gebze İzmitin çok geri kalmış bir kaza merkezidir. Kasabanın elektriği, suyu, yolu yoktur. Sokakları kirli ve bozuktur. Caddeleri ta Romalılardan kalmıştır. Ve şimdiye kadar esaslı bir imar yüzü görmemiştir.
Gebze, tarihi olan ve fakat talihi olmıyan bir kasabadır. Bu vaziyetleri Gebze belediye reisi Esad Sayduk’a anlattım. Bana şu izahatı verdi:
– “Bundan on beş sene evveline kadar Gebze belediyesi ağalarla idare edilirdi. Gelirleri azdı. Selefimden belediyeyi devir aldığım zaman kasada 14 lira vardı. Birçok borçlar da toplanmıştı. 11.166 liralık muhammen bütçeden bir şey toplamak mümkün değildir. Tahsilata bu sebeple fazla bir ehemmiyet verdik. Bu birikmiş olan borçlarımızı ödedik. 65 ve 75 yaşlarındaki tanzifat (temizlik) amelelerini değiştirdik. Kadrosunu 4 de iblağ (artırma) ettik. Asırların bıraktığı pislik mütemadi temizlemeğe rağmen daha henüz, hatta Romalılardan kalmış kaldırım taşlarını meydana çıkaracak dereceyi bulmamıştır. Kasabaya güzel bir su isale etmeğe var kuvvetimizle çalışacağız. Bu sebepli bir proje tanzim ettireceğiz. Elektrik projelerini de mütehassıs bir mühendis çizmektedir. Kasabanın bugünkü karanlığı uzun sürmiyecektir. 385 seneden beri damad İbrahim Paşanın yaptırıp bıraktığı su dolabı bugün Gebzenin su ihtiyacını karşılayamaz olmuştur. Gebzeyi mamur ve güzel bir belde yapmak için elden gelen her türlü fedakârlığı yapmak kararındayız.”
Gebze kaymakamı Fazıl Uybadın da halk tarafından çok sevilen ve takdir edilen bir idare âmiridir. Gebze mıntıkasında idare ve asayiş fevkalâde güzeldir.” (04 Eylül 1939 Son Posta Gazetesi)
***
1934 yılında Gebze’nin Pendik’e bağlı bir kaza merkezine dönüştürüleceği haberleri kasabada üzüntü yaratmış. Günümüzde uzun yıllardır il olma mücadelesi verilen ve o yıllarda yirmi sekiz bin nüfuslu Gebze, yapılacak düzenleme ile Pendik’e bağlanmış olsaydı acaba bugüne etkisi nasıl olurdu?
“GEBZELİLER KASABANIN KAZA MERKEZİ OLARAK KALMASINI TEMENNİ EDİYORLAR”
“Kazamızın 3 nahiyesi, 123 köyü ve 28 bin nüfusu vardır. Kaza ve mülhakatında 2 çimento, 1 mensucat, 10 un fabrikası çalışıyor. Kasabanın Posta ve Telgraf ve Rüsumat hariç olmak üzere mali varidatı 490 bin liraya baliğ olmakta, mahalli masarif çıktıktan sonra her sene 200 bin lirayı mütecaviz irsalat yapılmaktadır. Son zamanlarda Gebze kazasının lağvie, Kartal Pendikle birleştirilerek Pendikte bir kaza merkezi yapılacağı haberi burada teessür uyandırmıştır. Gebzeliler kasabalarının kaza merkezi olarak kalmasını temenni etmektedirler. – Ahmet” (30 Mayıs 1934 Son Posta Gazetesi)
***
1938 yılındaki haberde, Gebze için yapılan kalkınma programı ve sağlık işleri başta olmak üzere yapılacak düzenlemelerden bahsedilmekte. Ayvacıoğlu İsmail Başaran’ın yardımı ile içilebilecek hale getirilen Yumrukaya suyu, kötü durumdaki fırınların kapatılacak olmasına ve evlerdeki kafeslerin kaldırılmasıyla ilgili çalışmalara yer verilmiş. Dönemin Kaymakamı Nami Ünal’ın başarılı çalışmalarından bahsedilmiş.
“GEBZENİN SIHHAT İŞLERİ TANZİM OLUNUYOR”
“Eski köhne fırınlar kapatılacak, yerine asri bir fırın inşa edilecek. Su motörle çekilecek ve bir depoda biriktirilerek sarfolunacak.”
“Kaymakam Nami Ünalın riyaseti altında toplanan kaza sıhhat meclisi mühim kararlar vermiştir. Gebze asırlar-dan beri bakımsız kalmış ve İstanbulun bir mahallesi mesabesinde olmasına rağmen bir çok mahrumiyet içinde kıvranmıştır. Su ihtiyacı üç asır evvel yapılmış bir dolabla, ihtiyar bir katırın kuyudan çektiği su ile temin edilirdi. Eğer Ayvacıoğlu İsmail Başaranın bilfiil yardımı ile içilebilecek hale getirilen Yumrukaya suyu olmasa halk hastalıktan kırılacaktı. Kaymakam Nami Ünal kazada unutulmaz bir değişiklik yapmağa muvaffak olmuştur. Sıhhat meclisi şu kararları ittihaz etmiştir:
– Daime bir yangın tehlikesi melhuz olan ve yaptıkları ekmeklerin sıhhate elverişli olmadığı hekim raporu ile sabit bulunan fırınlar kapatılacak, yerlerine asri bir fırın inşa olunacaktır.
– Memleketin su ihtiyacını karşılamıyan su dolabı tamamen kaldırılacak, yerine yenisi inşa olunacaktır. Su motör vasıtası ile çekilecek ve bir depoda biriktirilecek, içilip içilmiyeceğine dair rapor istihsal olunacaktır.
Belediye reisi vekili Hamdi Erkan evlerdeki kafeslerin kaldırılması için belediye meclisine takrir vermişken reddedilmiştir. Sıhhat meclisi kafeslerin kaldırılmasında ısrar edecektir. Umumi helalar sıhhate uygun şekle konacak, lağamların üzerleri kapatılacaktır. Çöpler, şehir dışında ihdas edilecek imha istasyonuna dökülecektir. Gebze için bir kalkınma programı yapılmıştır.” (17 Şubat 1938 Son Posta Gazetesi)
***
1935 yılında, İzmit Körfezi’ndeki önemli ilçelerden biri olduğu yazılan Gebze’nin Tavşanlı ve Tavşancıl’ın meşhur çavuş üzümlerinden ve yukarıdaki habere de konu olan Yumrukaya suyundan bahsedilmektedir. 1938 tarihli haberde bakımsız bir kasaba olarak bahsedilmişken, üç sene öncesindeki haberde mahalle ve sokakların çok temiz olduğu yazılmıştır!
“GEBZELİLER TAŞDELENDEN DAHA ÜSTÜN BİR SU İÇİYORLAR”
“Gebze İzmit körfezi içerisindeki kasabalar içerisinde önemli bir ilçe merkezidir. İlçenin Tavşanlı ve Tavşancıl köyleri buraya münhasır bir cins çavuş üzümü yetiştirmekle şöhret olmuştur. Bu iki köy her yıl İstanbula önemli miktarda taze çavuş üzümü sevketmektedir. Kasaba ile köyler arasındaki yol bir az bozukçadır. Bilhassa Taşköprü kamunu arasındaki 12 kilometrelik yol 12 çok bozuktur. İlçede sıhhat işleri düzgün gitmektedir. Fakat ilçe doktoru İstanbula tayin edilmiş, yerine de henüz bir başkası gönderilmemiştir. Uray (Belediye) çok iyi çalışmaktadır. İlçede mükemmel bir itfaiye kurulmuştur. Mahalle ve sokaklar çok temizdir. Kasabaya İstanbul Taşdelen suyundan daha üstün bir su temin edilmiştir. Bu su Yumrukaya suyudur. Gebzeliler su bakımından çok bahtiyardır. Kültür işleri de yolundadır. Ancak Taşköprü nahiyesinin köylerinin bir çoğunda mektep yoktur. Bu köylülerde köylerinde mektep açmak istemektedirler.” (11 Ekim 1935 Son Posta Gazetesi)
***
Gebzemizle ilgili eski tarihli haberleri paylaşmaya devam edeceğim. 25 Mart 1985 tarihinde yayın hayatına başlayan ve çok uzun yıllardır kesintisiz olarak hizmet veren Gebze Gazetesi’nin alkışı hak eden kahramanları, emek veren kıymetli yönetici ve çalışanlarını tebrik ederim.
Görüşmek üzere.